-Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık Ve İnsan Hakları Derneği olarak derneğinizin isminde yer alan “Kırmızı Şemsiye” neyi ifade ediyor?
-Kırmızı şemsiye, tüm dünyada seks işçilerinin sembolü olarak kabul görür. İlk defa 2001 yılı 3 Mart günü, Hindistan’da binlerce seks işçisi kırmızı şemsiyelerini alıp sokağa dökülmüş ve hak taleplerini görünür kılmak amacıyla yürüyüş gerçekleştirmişlerdir. O günden bu yana kırmızı şemsiye, seks işçilerinin görünürlükleri için kullandıkları sembol haline gelmiştir.
-Yaklaşık bir yıl önce kurulmuş bir derneksiniz. Derneğinizin kuruluşunda size destek olan, sizinle imecede bulunan kişi ve örgütler oldu mu?
-Bu süreçte seks işçileri olarak örgütlendik, hak taleplerimizi gündeme getirmek amacıyla bir araya geldik. Açık konuşmak gerekirse, seks işçilerinin kendileri dışında çok az destek aldık. Bu süreç içerisinde söylemlerimizin farklılığı, alana değen hali, gerçekliği üzerinden ses getirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.
-Trans canlarımızın mı ağırlıkta olduğu bir dernek Kırmızı Şemsiye yoksa bütün seks işçilerini kapsıyor mu?
-Kırmızı Şemsiye bir trans derneği değil. Kırmızı Şemsiye bütün seks işçilerinin yer aldığı bir dernektir.
-Kuruluşunuzdan bu yana geçen süre içerisinde, en azından seks işçileri tarafından haberdar olunan, iletişime geçilen, ulaşılabilen bir yapı olma yönünde attığınız adımlar neler?
-Kırmızı Şemsiye kurulduğu günden bu yana, yani son 11 ay içerisinde medyada çıkan birçok haber üzerinden görünür hale geldi. Aynı şekilde, seks işçilerine sunduğumuz hukuki destek ile birlikte seks işçilerinin yerel ağları içerisinde görünürlük kazandı. Bununla birlikte, Türkiye’nin genelevlerini dolaştık ve neredeyse bütün genelevlerle irtibat haline girdik. Bununla yetinmiyoruz, bar ve pavyonlarda çalışan seks işçileri ile birlikte erkek seks işçilerine yönelik de görünürlük faaliyetleri düzenleme amacındayız. Örgütlenme sürecimiz yavaş ama etkin şekilde sürüyor. Halihazırda Türkiye’nin bir çok yerinden seks işçileri bize ulaşıyor ve üye olmak istiyor.
-Seks işçisi olmayıp derneğinize gelmek isteyen, dernek çalışmalarınızda size destek olmak isteyenler oldu mu? Bu düşüncede olanlar size ulaşabilirler mi?
-Kırmızı Şemsiye bir seks işçileri derneği ancak üyelerimiz arasında öğrencisinden avukatına, akademisyenine veya gazetecisine dek birçok kişi bulunuyor. Herkes faaliyetlerimize destek oluyor üyelerimiz içerisinden, ancak son söz seks işçilerinin.
-Derneğinizin ve dernek üyesi olan canlarımızın ihtiyaçları neler? Karşılaştığınız hukuksal sıkıntılar için avukat hizmeti alabiliyor musunuz?
-Evet, halihazırda bir avukat ekibimiz var ve yaşanan sıkıntılarla ilgili kendilerinin desteğini alıyoruz.
-En çok nefret suçlarının işlendiği ülkelerden birisi Türkiye. Bunun temelinde yatan etkenler neler? Trans bireylere ve seks işçilerine yönelik bu cinayetler ve ayrımcılıklar nasıl önlenebilir?
-Bir çok sebep var; seks işçiliği konusundaki tabu, ahlak ve namus algısı, transfobi, homofobi, devletin seks işçilerini hedef haline getiren tutumu, var olan seks işçiliği mevzuatı, seks işçilerinin sadece devlet değil, toplumun hemen her kesimi tarafından görmezden geliniyor oluşu, siyasi partilerin seks işçiliği dendiğinde bizi görmezden gelmesi, vs. Şiddet ve ayrımcılık etkili bir mevzuat ile önlenebilir. Bununla birlikte seks işçilerine yönelik fiili politikaların oluşturulması ve bu politikaların seks işçilerinin çalışma, yaşama, barınma, sağlık, adalete erişim ve benzeri haklarını güvence altına alması lazım. Var olan mevzuatın değiştirilmesi ve seks işçiliğinin bir meslek olarak tanınması, seks işçilerinin suçlu muamelesi görmesine bir son verilmesi lazım. Bununla birlikte bizzat Kırmızı Şemsiye gibi STK’ların devlet tarafından kaale alınması, bizim öneri ve taleplerimizin dikkate alınarak onlara uygun adımların atılması, kısacası, seks işçilerinin seks işçileri olarak kaale alınması gerekiyor. Bizi sadece “mağdur” olarak algılamaktan vazgeçmesi lazım herkesin, biz mağduruz evet ama sadece mağdur değiliz. Aynı zamanda özneyiz, haklarımızın ve taleplerimizin bilinmesi lazım. Biz ne istediğimizi bilen insanlarız. Bize ağlamaktan vazgeçin, taleplerimize kulak verin. Bize yardımcı olmak istiyorsanız, bizi dinlemeniz yeter.
-Seks işçileri dışında ötekileştirilen bir çok kesim var ülkemizde. Engelliler, Aleviler, Ermeniler, ateistler gibi…Ötekileştirilen diğer kesimlerin size bakış açıları nasıl? Bir empati, dayanışma söz konusu mu?
-Bugüne dek kurumsal bir dayanışma görmedik açıkçası. Bu ileride bu şekilde bir dayanışma görmeyeceğimiz anlamına gelmiyor tabii. Bizim bakış açımız, her ezilenin yanında durulması gerektiğidir. Her ezilenin kendi alanında uzman olarak kabul edilmesi ve o ezilenlerin taleplerinin desteklenmesi lazım. Diğer ezilenlerin talepleri nasıl kabul görüyorsa, bizim dışımızdaki ezilenlerce de bizim taleplerimizin sorgusuz sualsiz kabul görmesi gerekiyor. Bizler, seks işçileri olarak zaten Kürt’üz, Türk’üz, Alevi`yiz, engelliyiz, gayrimüslimiz, ateistiz, dindarız vs. Dolayısıyla biz her kesimdeniz. Kimliklerimizi sahipleniyoruz, diğer ezilenleri destekliyoruz. Aynı desteği biz de bekliyoruz!
-Derneğinizin temel amaçlarından biri seks işçiliğinin bir meslek olarak kabul edilmesi yönünde çalışmalar mı yapmak? Zira size karşı önyargısız olduğunu belirten kişilerin önemli bölümü seks işçiliğini koşullar gereği yaptığınıza inanmakta, seks işçiliğinin bir meslek olarak kabul edilmesini doğru bulmamakta. Sizin düşünceniz nedir?
-Hangi iş koşullar gereği yapılmıyor ki? Seks işçiliğine toplumsal kesimlerin bakışı son derece ikiyüzlü. Seks işçiliği elbette ekonomik zorunluluklar veya başka sebepler dolayısıyla yapılıyor. Ancak bana kim iddia edebilir ki, diğer meslekler de koşullar gereği yapılmıyor? Seks işçiliğinin başkalarınca bir meslek olarak kabul edilmemesinin biz seks işçileri için pek bir değeri yok açıkçası, zira biz seks işçiliğini zaten meslek olarak yapıyoruz ve bu şekilde görüyoruz. İşin özneleri olarak böyle yaşıyoruz, böyle deneyimliyoruz. Neden bir temizlikçi kadının mesleği meslek olarak kabul ediliyor da bir seks işçisininki kabul edilmiyor? Bunun adı net bir şekilde ikiyüzlülüktür.
-Yurt içinde başka şehirlerde şubeleriniz olacak mı?
-Şu an böyle bir planımız yok, ileride olabilir.
-Yurtdışındaki trans ve seks işçisi örgütlerle bağlantılar kurabiliyor musunuz?
-Yurtdışındaki birçok sivil toplum kuruluşunun üyesiyiz zaten kurulduğumuz günden bu yana. Transgender Europe, ILGA, NSWP, ICRSE, SWAN gibi bölgesel ve global seks işçileri ve LGBT ağlarının üyesiyiz.
-Gezi Direnişinde LGBT`ler de aktif olarak yer aldı. LGBT dışında direniş eylemlerine katılan bir çok kişi ilk kez LGBT bireylerle yan yana geldi, bir iletişime geçti. Direnişten sonraki zaman diliminde toplum içinde bir parça olsun sizinle ilgili olumlu sonuçları oldu mu Gezi Direnişinin?
-Kısmen evet. Ama seks işçiliği meselesi LGBT meselesiyle birebir ilgili değil. Seks işçiliği konusu bambaşka bir konu. Dolayısıyla lütfen LGBT meselesi ile seks işçiliği meselesini aynı tutmayalım.
-Önümüzdeki süreçte derneğinizde ve derneğiniz dışında yapmayı planladığınız etkinlikler var mı? Derneğinizin iletişim bilgilerini verebilir misiniz?
-Dernek olarak, henüz 1- 2 Mart’ta Ankara’da düzenlediğimiz 3 Mart Dünya Seks İşçileri Günü etkinliklerimizi tamamladık. İleriki aylarda yayınlayacağımız yayınlar var, şu an onlarla ilgili çalışıyoruz. Aynı zamanda trans seks işçilerinin şiddet tecrübeleri ile ilgili bir araştırmamız devam ediyor. Buna ek olarak hukuki desteğimiz de seks işçilerine yönelik devam ediyor. Genelevlerle ilgili bir çalışmamız mevcut ve onu da devam ettiriyoruz. Bu saydığım faaliyetlerimizle ilgili detaylar önümüzdeki dönem içerisinde kamuoyu ile paylaşılacak.
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
Adres: Meşrutiyet Mah. Konur 2 Sok. 44/8 06640 Kızılay, Ankara
Tel: 0312.419.2991
E-Posta: kirmizisemsiye@kirmizisemsiye.org
Röportajdaki emeği ve sorularıma verdiği yanıtlar için Kemal Aysu`ya teşekkür ederim. Yolu açık olsun Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık Ve İnsan Hakları Derneği`nin ve canlarımızın.