Friday, January 24, 2014

Kadınların 2013′ü: Öfkeliyiz, isyandayız, hesap soruyoruz!

2014 yılına kadın cinayeti haberleri ve  kadınların hesap soran sokak eylemleri ile girdik. Adana Ceyhan’da Yeşim Yalçıntaş ve İstanbul Şişli’de Ebru Erenler ayrıldıkları erkekler tarafından öldürüldüler. İzmir’de ve Mersin’de kadınlar “Yalana, talana, kadın düşmanlığına artık yeter”  diyerek Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne yürüdüler. İstanbul’da Sebahat Tuncel’in aldığı hapis cezasını Yargıtay’ın onamasına karşı sokaktaydılar, kararı tanımadıklarını ilan ettiler. Geride bıraktığımız 2013 ise kadınlar için isyanın ve mücadelenin yılı oldu. Sendika.Org olarak kaybettiklerimizi anmak, kadınların isyanını, 2013 kadın gündemlerini ve elbette kadın düşmanlarını tarihe not düşmek için bu foto-haberi hazırladık
1-sakine-fidan-leyla
9 Ocak 2013’te Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden 3 kadın Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez Paris’te suikastle katledildi. 17 Ocak’ta yapılan cenaze töreninde tabutları kadınların omuzlarında taşındı. Kadınlar Sakine, Fidan ve Leyla’ya yönelik suikastin Kürt özgürlük hareketine olduğu gibi kadınların özgürlük mücadelesine karşı da yapıldığını söyleyerek “Kadın özgürlük mücadelesini katlederek bitiremezsiniz” sloganlarıyla sokaklara çıktılar, katillerin peşinde olacaklarını ilan ettiler. Sakine, Fidan ve Leyla yıl boyunca tüm eylemlerde kadınların ellerindeki dövizlerde, dillerindeki sloganlarda mücadelenin içindeydiler.
2012’de kürtaj yasağına karşı mücadeleyle AKP’ye geri adım attırarak Haziran İsyanı’nın işaret fişeğini yakan kadınlar, 2013′te Gezi direnişini bir kadın isyanına dönüştürdüler. On binlerce kadının sokaklara çıktığı isyan günleri kadınlar için de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir dönemin habercisiydi. Kadınların 2013’ünden bahsederken önce kaybettiklerimizi anıyoruz. 2013’ün ilk 11 ayında 218 kadın erkek şiddeti ile öldürüldü. 2013 yılında iş cinayetlerinde 105 kadın işçi yaşamını kaybetti. Savaş politikaları nedeniyle yaşamlarını kaybeden kadınları unutmuyoruz. Savundukları değerler ve mücadeleleri nedeniyle katledilen ve özgürlükleri ellerinden alınan kadınları unutmuyoruz. Yas tutmakla yetinmiyoruz. 2014 kadınlar için Sakine, Fidan ve Leyla’nın, Berfo, Fadime ve Miran’ın yarım kalan mücadelelerini sürdürmenin kadınların katili erkek egemenliğe ve kapitalizme, faşizme ve savaşa karşı, isyanın verdiği güçle ve dayanışmayla kadın mücadelesini büyütmenin yılı olacak…
2-berfo-fadime-miran
2013 kadınlar için direnişin ve mücadelenin yılıydı. Bu yıl içinde oğullarını katledenlerden hesap sormaktan vazgeçmeyen üç mücadeleci kadını yitirdik. 12 Eylül 1980′den sonra yaşanan faili meçhul cinayetlere ve kayıplara karşı ailelerin direnişinin simgesi haline gelen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana 21 Şubat’ta 105 yaşında yaşamını yitirdi. Yaşamının son 33 yılını oğlu ve oğlu gibi katledilen, kaybedilenler için adalet mücadelesi içinde geçirmişti. Haziran İsyanı’nda Ümraniye’de gerçekleşen eylemler sırasında hayatını kaybeden direnişçi Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş yaşadığı acı ve adaletsizlikler nedeniyle 13 Aralık’ta kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Fadime Ayvalıtaş Mehmet’in ölümünün ardından sokaklarda öldürülen diğer direnişçilerin aileleri ile birlikte ölümlerden sorumlu olanların hesap vermesi için mücadele etmişti. Ve 2013’ün son kaybı Miran Encü idi. 19 yaşında Roboski’de hayatını kaybeden Vedat Encü’nün halası Miran Encü, Roboski katliamının yıldönümünde düzenlenen anmada kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
2-2Cumartesi_Anneleri_2122
Berfo Ana’yı sevgiyle anarken onun davasını sokakta sürdüreceklerini ilan eden Cumartesi Anneleri’ni de unutmuyoruz. 2013 yılında her cumartesi Galatasaray’daydılar.

KADINLARIN İSYANI: “Bir kere gittik Gezi’ye…”

3-gezikadinlari
Kadınlar tencere tava çalarak, barikat kurup polis şiddetine karşı direnerek,  nöbet tutarak, revirlerde, plaza önlerinde, çadır alanlarında komün günlerinde, forumlarda yani direnişin her anında ve noktasında kitlesel, militan katılımları ile Gezi direnişini aynı zamanda bir kadın isyanına çevirdiler. Direnişin isyana dönüştüğü 31 Mayıs günü Taksim Meydanı’nda gaz bombası ile başından ilk vurulan bir kadındı: Lobna Allami. Lobna haftalarca komada kaldıktan sonra konuşma yetisi kaybı başta olmak üzere kalıcı hasarlarla hastaneden ayrılırken bir eliyle zafer işareti yapıyor, diğer elinde tuttuğu dövizle ise AKP’ye sesleniyordu: “Yaşam biçimime dokunma!” Polis tarafından başından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük’ün cenazesi için 16 Haziran’da katledildiği yerde bekleyen direnişçilere yönelik polis saldırısında da Öğrenci Kolektifleri’nden Dilan Dursun gaz bombası ile başından vuruldu. Uzun süren bir tedavinin ardından Dilan aramızda. Lobna’nın da tam olarak sağlığına kavuşacağı günleri bekliyoruz.
4-kadınforum
Haziran İsyanı sırasında polis şiddeti kadınları özel olarak hedef aldı. Kadınları “eve geri döndürme” stratejisi direnişçi kadınlara yönelik taciz, tecavüz tehdidi, gözaltılarda çıplak arama işkencesi ile devreye sokuldu. Kadınlar sokakta olmaktan vazgeçmedikleri gibi kendilerine yönelen devlet şiddetine karşı da mücadele ettiler. Ülkenin dört bir yanında polis tacizine, çıplak arama işkencesine karşı sokaklara çıktılar, karakollara yürüdüler. İzmir’de Gezi direnişçisi Elif Kaya hapishanede çıplak aramaya karşı direnişi nedeniyle ceza aldı. Direnişçi kadınlar eylemlerle Elif’in yalnız olmadığını gösterdiler. Kaya geçtiğimiz ay tahliye oldu. Gezi Parkı’ndan sonra park forumlarına yayılan direniş alanlarında yine kadınlar vardı. Doğrudan demokrasi deneyimi inşa edilirken forumların öznesi olan kadınlar, kadın forumlarını da örgütlediler.
5-anneler
Sayfi Sarısülük, Fadime Ayvalıtaş, Fehriye Yıldırım, Emel Korkmaz, Hatice Cömert, Emsal Atakan. Haziran İsyanı’nda yaşamını yitiren direnişçilerin Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert’in anneleri. Önce oğullarının adıyla anıldılar. Hesap sordular, eylemlere katıldılar, sokakta olmaktan ve direnişi sahiplenmekten hiç vazgeçmediler. Hep dayanışma içinde oldular, onların direnişleri İsyan’ı büyüttü. Gülsuyu’nda katledilen Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik oğlunu toprağa verebilmek için devlet şiddetine karşı direndi. Gülsüm Elvan 14 yaşındaki oğlu Berkin Elvan 15 Haziran günü başından gaz bombası ile vurulduğu günden beri hem Berkin için direniyor, Berkin’i vuranlardan hesap soruyor.
6-medeniyıldırım
28 Haziran’da Diyarbakır Lice’deki kalekol yapımını protesto ederken, jandarmanın açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım, seçim kampanyası için 16 Kasım’da Diyarbakır’a gelen Tayyip Erdoğan’a karşı tek başına eylemdeydi. Fahriye Yıldırım “Oğlumun katili sizsiniz” diyor ve ekliyordu “Gezi’de benim oğluma kahraman diyorlar”
7-sapanliteyze
Gezi direnişi sırasında polis saldırısına direnirken Taksim Meydanı’nda çekilen bu fotoğraf nedeniyle direnişin “Sapanlı Teyze”si olarak anılan Emine Cansever 10 Ekim’de tutuklandı, 2013’ün son günlerinde tahliye edildi
8-yolsuzlukson
Haziran İsyanı’ndan sonra “Bir kere gittik Gezi’ye dönmeyiz evimize” diyen kadınlar yolsuzluk ve rüşvet ağlarının ortaya dökülmesi ile birlikte açığa çıkan sokak hareketlerinin de en önünde. Kadınlar sokaklarda “AKP’nin kutularından milyon dolarlar, bizim kutularımızdan erkek ve devlet şiddetinin öldürdüğü kız kardeşlerimiz çıkıyor” diyerek AKP’ye yürürken, eylemlere yönelen polis saldırılarına karşı da direniyor. Kadın düşmanlığının yanında kadınlardan korkusu ile bilinen Erdoğan’ın Akhisar’da miting konuşması sırasında evinin balkonundan kendisine ayakkabı kutusu gösteren Nurhan Gül’ü gözaltına aldırdığını da tarihe not düşelim.
elifcermik
22 Aralık İstanbul Kent mitingine yönelik polis saldırısında kalbi duran Elif Çermik hala yoğun bakımda. Hayati tehlikesi sürüyor. Sarıyer’in yoksul gecekondu mahallesi Dağevleri’nden barınma hakkını savunmak ve pislikleri ortaya saçılan AKP’den hesap sormak için mitinge katılan Çermik, saldırıdan az önce Çapul.Tv’ye verdiği röportajda “Güzel bir ülke istiyorum” diyordu. 2014 yılında Elif Çermik’in de sağlığına kavuştuğu “güzel bir ülke” yaratmak için mücadeleye devam…

KADINLARIN 2013′Ü…

Kadınlara yönelik saldırıların tırmandığı ama kadınların tüm saldırılara rağmen sokağı hiç terk etmedikleri 2013 yılı için kadın gündemlerinin ve kadın mücadelesinin tam dökümünü yapmak çok zor.  Not düştüklerimiz…
8 mart
2013 8 Mart’ında erkek egemenliğine, AKP’nin kadın düşmanlığına, savaşa, erkek şiddetine, kadın emeği sömürüsüne karşı binlerce kadın sokağa çıktı
kadikoy-saldiri-prot-8mart-11-03-13--006-AA
İstanbul’da 10 Mart’ta düzenlenen kadın mitinginin bitiminde Bursasporlu faşist taraftarlar Demokratik Özgür Kadın Hareketi kortejindeki kadınlara saldırdı. İstanbul 8 Mart Kadın Platformu’nun çağrısı ile yüzlerce kadın 11 Mart akşamı Kadıköy’de “Sokakları terk etmeyeceğiz, faşizme teslim olmayacağız” diyerek polislerin denetiminde gerçekleşen bu saldırıyı protesto etti.
25kasim
2013 25 Kasım’ına damgasını vuran slogan “Bir kere gittik Gezi’ye dönmeyiz evimize” oldu. Ülkenin dört bir yanında kadınlar şiddete, erkek egemenliğine, AKP’ye karşı sokaklardaydı. AKP’nin kadın düşmanı politikaları 25 Kasım eylemlerinin temel gündemi oldu. Kadınlar, Gezi direnişi sırasında direnişçi kadınlara yönelen polis şiddetini ve tacizleri unutmadı. Her eylemde erkek şiddeti ile birlikte polisler ve kadınlara yönelen devlet şiddeti protesto edildi. Rojava’da direnen kadınlar ve tutsak kadınlar selamlandı. AKP’nin hazırladığı Kadın İstihdam Paketi’ne, “muhafazakar”lık söylemi ile kadınların yaşamına, bedenine kurulan baskılara karşı mücadele çağrıları yapıldı. 25 Kasım’ın örgütlenmesinde Kadın Forumları önemli bir inisiyatif aldı. İstanbul’da gece yürüyüşünde ise binlerce kadın polis barikatına, saldırı tehditlerine rağmen Taksim’deydi.

 Kadın düşmanlarına meydan okuyoruz!

hekadinlarmanset
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin AKP’nin kadın düşmanı politika ve söylemlerine karşı çıkmayan ikiyüzlü tutumu ve kadınların sokaklardan yükselen taleplerine kulak tıkaması nedeniyle kadın protestolarının hedefindeydi. Halkevci Kadınlar Fatma Şahin’i “Enerji Hanım” projesini tanıtmak için geldiği Haliç Kongre Merkezi’nde protesto etti. Fatma Şahin’in korumaları kadınlara saldırdı 6 kadın gözaltına alındı. (9 Ekim) 31 Ekim’de Fatma Şahin, Edirne’de katıldığı Roman Çalıştayı’nda Üniversiteli Kadın Kolektifi tarafından protesto edildi, 4 üniversiteli kadın gözaltına alındı. 
ukk isgal2
Üniversiteli Kadın Kolektifi üyesi kadınlar “AKP’yi uyarıyoruz, kadın düşmanlarına meydan okuyoruz” diyerek, İstanbul Cağaloğlu’ndaki Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nü işgal etti. Polis saldırısıyla 23 kadın gözaltına alındı. Binada başlayan polis saldırısı, Sirkeci Karakolu’nda da işkenceyle devam etti. Polis karakolunda yaşanan şiddetin hesabını sormak için ertesi gün kadınlar bu kez Sirkeci Karakolu’nun önündeydi.
kadinörgütleriaçıklama
Kadın Bakanlığı’nın ardından Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun adından da kadının adını kaldırmak isteyen AKP hükümetini kadın örgütleri gazetelere verdikleri tam sayfa ilanla uyardı: ‘Artık yeter’
emelkorkmaz
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevinden Gaziantep Büyükeşhir Belediye Başkanlığı adaylığı nedeniyle ayrılan Fatma Şahin “helallik istedi”. Öldürülen, şiddet gören, AKP’nin kadın düşmanı politikaları ile yaşamları ve bedenleri üzerinde tahakküm kurulan kadınlar ise Şahin’e “Helallik isteme hesap ver” dedi. Şahin’in Bakanlığının son günlerinde polisler tarafından öldürülen direnişçi Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ise kendisine şöyle sesleniyordu: “Yavrusu kucağından alınan bir anne olarak ben hakkımı Fatma Şahin’e helal etmiyorum”
gozde-kansu2
Beyaz TV’de bir programa katılan AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, “Dün bir kanaldaki, yarışma programında sunucu öyle bir kıyafet gitmiş ki olmaz bu yani. Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilemez” diye konuştu. Çelik’in açıklamasından sonra sunucu Gözde Kansu işten çıkarıldı. Kadınlar eyleme geçti. Direniş forumlarından kadınların öncülüğünde Kansu’yu işten çıkaran ATV önüne yürüyüş düzenlendi. (11 Ekim)
halkevleri-trt
TRT1’deki iftar programında konuşan Ömer Tuğrul İnançer “Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşam üstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir” dedi. Kadınlar ülkenin dört bir yanında sokağa çıktı. TRT protestoların adresi oldu.
takvim
Kadına yönelik şiddeti “Nakavt” başlığı ile manşete taşıyan Takvim gazetesi kadınlar tarafından protesto edildi. (Temmuz)
sincar
1 Eylül Dünya Barış mitingine giderken eşi tarafından katledilen DÖKH üyesi Nazliye Sincar için DÖKH üyesi yüzlerce kadın İstanbul’da yürüyüş düzenleyerek kadına dönük erkek şiddetini protesto etti. 2013’ün son günlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim görevlisi olan 38 yaşındaki Serpil Erfındık boşandığı kocası tarafından öldürüldü. Annesi ve kardeşi koruma kararını uzatmak için gittiği Cumhuriyet Savcısı’nın “Sen yine mi geldin? Seninle mi uğraşacağım? Bir de okumuş olacaksın! Ameliyat olacağım, rapor yazmam gerekiyor” diyerek Serpil’i azarladığını söyledi. Van’da öğretmenlik yaparken ayrıldığı sevgilisi Hakan Başar tarafından tehdit edilen 27 yaşındaki Gülşah Aktürk Başar tarafından öldürüldü. Van Valisi ile hayati tehlikesi konusunda görüşen Gülşah’a Vali , ‘En kötü ihtimal ölürsün, ölüm hak kaçış yok, hiç olmadı istifa edebilirsin, yanında biber gazı ile gez” gibi sözler söylemişti. Başar’ın yargılandığı dava 5 Eylül’de sonuçlandı. Aktürk’ün katili Başar tasarlayarak kasten öldürmekten suçlu bulunarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
bingol
Bingöl’de 16 yaşında bir çocuğa cinsel istismar uyguladıkları gerekçesi ile tutuklanan askerlerin üst mahkeme tarafından serbest bırakılması birçok ilde kadınlar tarafından protesto edildi. Kadınlar davanın takipçisi olacaklarını ilan ettiler. Kadınlar 2013’te de kadın dayanışmasını mahkeme kapılarına taşıdı. Kadın katillerinin, tecavüzcülerin, tacizcilerin ceza alması için mücadele etti. Kadın dayanışması ile kadınların takipçisi olduğu davalardan biri Kocaeli’nin Gölcük İlçesinde ilköğretim okulu öğrencisi olan ÖY’nin 29 kişi tarafından cinsel saldırıya uğraması üzerine açılan dava idi.
zulfu
Ankara Mamak’ta Şahintepe mahallesinde kocası tarafından kurşunlanarak öldürülen Zülfü Öztürk, Mamaklı kadınlar tarafından kendi adının verildiği parkta anıldı (18 Eylül) Kocası tarafından katledilen ve Ankara’da kadın cinayetlerine karşı mücadelenin simgesine dönüşen Mamaklı Zülfü davasında karar verildi. Mahkeme Zülfü’nün katiline haksız tahrik ve iyi hal indirimi uyguladı, ağır müebbet cezası 20 yıl hapse indirildi. Kadınlar Zülfü’nün davasının ilk andan itibaren takipçisiydi
tacizcimudur1
Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır yargılandığı taciz davasında 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılarak, tutuklandı. 50 bin TL olan kefaleti ödeyen tacizci müdür, tutuklandıktan bir kaç saat sonra serbest bırakıldı. Görev yerine gitti. Kadınlar ise 25 Kasım’da İl Milli Eğitim’in önünde Çalışır’ın derhal görevden alınması için eylemdeydi.
melih
Kürtaj tartışmaları sırasında “Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor? Anası kendisini öldürsün” diyen Melih Gökçek’i yumurtalarla protesto eden üniversiteli kadınlar hakkında Mart 2013’te dava açıldı. Kadınlar “yaralama” “hakaret” ve “tehdit” iddialarıyla 4 yılla yargılanıyorlar.
ktu
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) Üniversiteli Kadın Kolektifi’nden (ÜKK) kadınlar, Dünya Kadınlar Günü 8 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi (AKM) salonunda oyun sergileme taleplerinin Rektörlükçe reddedilmesi üzerine bir direniş başlattı. Faşistlerin tacizleri, özel güvenlik ve polis saldırılarına rağmen kadınlar geceli gündüzlü bir direniş örgütledi.

 Fabrikada, tarlada, vadide, evde direnişteyiz!

arzu cerkezoglu
6 Nisan’da gerçekleşen DİSK Olağanüstü Genel Kurulu’nda eski yönetimin kendi içinde oluşturduğu mutabakat dışından aday olan Devrimci Sağlık İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu DİSK Genel Sekreteri seçildi. DİSK’in ilk kadın yöneticisi olan Çerkezoğlu Taksim 1 Mayıs yasağına karşı mücadelede ve Gezi direnişi sırasında yapılan Başbakan’la görüşme sırasında “aşırı sendikacı” olarak iktidarın hedefi oldu 
1-kadınemegiplatformu
AKP’nin kadını düzenli güvenceli işlerde çalışma hakkını gasp eden, eve ve anneliğine hapseden, düşük ücretlere kısmi zamanlı çalıştırmayı planlayan “Kadın İstihdam Yasa Tasarısı”na karşı bir araya gelen kadınlar İstanbul’da Kadın Emeği Platformu’nu kurdu. Platformun Ankara, Antalya ve İzmir’de de örgütlendi. 22 Kasım’da İstanbul ve Ankara’da İstanbul Ticaret Odası (İTO), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önündeydi. Kadın Emeği Platformu ev işçisi Rukiye Şimşek’in iş kazası sonucu ölümünün ardından SGK önünde toplanan kadınlar, ev işçileri için insanca çalışma koşulları istediler. Kadın forumları Kadıköy İskele’de İstihdam Yasasına karşı eylemdeydi.
2-haliscisi
Kadın işçiler bu yıl da işçi direnişlerinin en önündeydi. THY işçisi kadınlar, deri işçisi ve gıda işçisi kadınlar, taşeron sağlık işçisi kadınlar 2013’e damga vuran direnişlere imza attılar. 2013’ün son aylarında ise örgütsüz hal işçisi kadınların direnişi dikkat çekiciydi. Mersin’de Hal Kompleksi’nde çalışan kadın işçiler üç senedir zam almadıkları, 50 lira olan yevmiyelerini ve ağır iş koşullarını protesto ederek iş bıraktılar. Halin girişine kadar yürüyüp yolu kapattılar.
lapseki1termik
Derelerine, doğasına, yaşam alanlarına sahip çıkan kadınlar, 2013’te de barikatın en önündeydi. Lapseki’de köylerine termik santral yapılmasını istemeyen kadınlar, Antalya’da 2B arazisi diye evlerine, tarlalarına el koyulmak istenen kadınlar, Tonya’da çimento fabrikasına karşı çıkan kadınlar, HES inşaatının olduğu her yerde sularına sahip çıkan kadınlar, kentsel dönüşüm adı altında yapılan yıkımlara karşı barınma hakkını savunan kadınlar direnişteydi. Bursa Başköy’de mermer ocakları yapımına ilişkin yürütmeyi durdurma kararına rağmen ÇED Daire Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş bir ekiple bölgeye gelen şirket yöneticileri Başköylü kadınlar tarafından kovuldu. Çanakkale Lapseki’de (ÇED) toplantısı haberini alan köylü kadınlar ellerinde tenekelerle, sopalarla toplantı salonunu basarak, termik santral yetkililerini köyün çıkışına, arabalarına kadar sopaları tenekelere vurarak kovaladılar.
dilan alp 2
DİSK, KESK, TMMOB, İstanbul Tabip Odası ve Sendikal Güç Birliği Platformu’dan kadınlar, Galatasaray Meydanı’ndan Kazancı Yokuşu’na yürüyüş düzenleyerek, 1 Mayıs 1977 katliamında yaşamını yitiren Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren Özkol, Nazan Ünaldı, Diran Nigiz, Sibel Açıkalın’ı andı.İstanbul’da binlerce kadın Taksim 1 Mayıs yasağına karşı yoğun polis saldırısı altında yaklaşık 7 saat süren direnişin içindeydi. Lise öğrencisi Dilan Alp gaz bombası ile başından vurularak ağır biçimde yaralandı

 Savaş politikalarına karşı kadın dayanışması…

reyhanli
AKP’nin iç savaşı kışkırtma ve cihatçı çetelerle işbirliği politikalarının sonucu Reyhanlı’da 11 Mayıs’ta yaşanan 53 insanın yaşamını kaybettiği katliam oldu. Reyhanlı katliamının simgesi yakınlarını kaybeden kadının haykırış fotoğrafı oldu. 24 Mayıs’ta İstanbul’da kadınların Reyhanlı katliamını protesto etmek için İstiklal Caddesi’nde yapmak istediği yürüyüşe polis saldırdı. Polis barikatına yüklenen kadınlar, yürüyüş yapmak için uzun süre direndi. (Mayıs)
antakya-kadin-eylem
Antakya Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar, direnişe hayatını kaybedenler için ve AKP’nin savaş politikalarına karşı bir araya geldi (13 Ekim)
barısicinkadin
Barış için kadın girişimi kalıcı, adil ve eşitlikçi barışın ancak kadınların sürece katılımıyla mümkün olduğu söyleyerek kadınları bir araya getirdi. Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar “Barış İçin Kadın Konferansı”nda buluştu.
sebahat
BDP’li vekillere yönelik düşmanca tutum 2013’ün son günlerinde HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel’e yönelik İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Tuncel’e verdiği 8 yıl 9 aylık hapis cezasının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin onama kararında kendisini bir kez daha gösterdi. Kadınlar kararınızı tanımıyoruz diyerek eyleme geçti.
rojava1
2013 yılında Rojava’da halkın öz yönetimine dayanan hareket içinde kadınların öncü inisiyatifinin kadın mücadelesi açısından önemi büyüktü. Yıl boyunca kadınlar Rojavalı kadınların mücadelesine destek oldular. Rojava’da bir yandan “Kürt kadınlar helaldir” diyen cihatçı çetelere karşı mücadele eden kadınlar diğer yandan toplumsal yaşamın yeniden örgütlenmesinde kadın mücadelesi ilkelerini de yaşama geçiriyorlar. Özerklik yasaları çerçevesinde zorla ve küçük yaşta evlilikler, çok eşlilik, başlık parası, berdel gibi uygulamalar yasaklandı. Kadınlar şiddet ve toplumsal cinsiyetçiliğe karşı mücadeleyi kurumsallaştırdı.Rojava genelinde bulunan 17 Kadın Evi şiddete karşı kadınların başvurduğu bir merkez olurken, 3 merkezdeki Kadın Akademileri’nde eğitimler veriliyor. Kadın Meclisleri ile yönetim çalışmalarında yer alan kadınlar, kooperatif ve atölyelerle ekonomilerini oluşturuyor; aile içi şiddet vb davalara kadın hakimler bakıyor.
ortadogu
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinden, 26 ülkeden 250 kadının katıldığı 1. Ortadoğu Kadın Konferansı gerçekleşti. Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin katledildiği 9 Ocak, Ortadoğu’da politik mücadele veren ve bu uğurda bedel ödeyen, hayatını kaybeden kadınlara atfen, siyasi cinayetlere karşı ortak eylem günü ilan edildi.

 KADIN DÜŞMANLARI SUSMADI

  • “Ya Boğaziçi Üniversitesi’ne ya da İstanbul Teknik Üniversitesi’ne girecektim.Önce Boğaziçi Üniversitesi’ni ziyaret ettim. Bir baktım farklı bir dünya. Değişik binalar, surlarla çevrilmiş alan. Sonra bahçesinde gençler kızlı, erkekli oturuyor. Ben çok şaşırdım. Burada yoldan çıkarım dedim.” (Binali Yıldırım’ın 29 Ocak’ta yaptığı bu konuşma Haziran İsyanı’nda direnişçilerin dilinde, duvar yazılarında “Kızlı erkekli direniyoruz” sözlerine dönüştü)
  • Gezi direnişinin İsyana dönüştüğü günlerde Fatih Altaylı’nın programına katılan Tayyip Erdoğan yaşam tarzına müdahale tartışmaları için “Şimdi soruyorum, bir anne baba kızının afedersin birinin kucağına oturmasını ister mi?” diye sordu (1 Haziran)
  • Tayyip Erdoğan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği “Aile olmak projesi” etkinliğinde  “Doğum kontrol oyununu bozun…Sezaryen ve kürtajla adeta cinayet işlediler, adeta aldattılar” (18 Haziran)
  • Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, normal doğumu peşinde koşulması gereken “fıtrat” olarak belirledi, normal doğum yapacak kadını ve ondan doğacak çocuğu da “cesur” ilan etti.  (23 Temmuz)
  •  “Erkek öğrencilerle kız öğrenciler aynı binada altlı üstlü kalıyor. Aynı merdivenleri kullanarak uyumaya gitmeleri inanın beni 2 yıldır rahatsız ediyor” (Trabzon İl Milli Eğitim Müdürü Tamer Kırbaç)
  • İstanbul’da eski kocası tarafından 2 Ocak 2013 günü öldürülen Gülşah Sarcan davasının ikinci duruşmasında sanık S.S.’nin avukatı davanın başından beri bu cinayetin “kadın cinayeti” olduğuna dair bir algı yaratılmaya çalıştığını ileri sürerek, “halbuki tek ortak nokta maktulün kadın olmasıdır” dedi.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nda gerçekleşen “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması İşbirliği Protokolü”nün imza töreni sırasında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “BM kadına karşı şiddetle uğraşacağına insanlığa karşı cinayetleri önlesin” dedi.
  • Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Karslı “Kadının bedeni bir süstür” diyerek kadınların örtünmesi gerektiğini söyledi. Diyanet’in yayın organında yayınlanan “Tesettür Emri ve Kadın” başlıklı makalesinde Kur’an’ın, kadınların örtünmesini emrettiğini belirterek ve bu görüşünü “Çünkü kadının bedeni bir süstür. Dolayısıyla değerlidir ve korunması gerekir” sözleriyle açıkladı.
  • Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilk kadın başkanı Yadigar Gökalp İlhan, her kadının beş çocuk doğurması gerektiğini söyledi, “Başbakanımızın belirttiği üç çocuk asgari. Bizim önümüzdeki yıllarda çalışacak genç nüfusa ihtiyacımız var” diye konuştu.
  • Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Tokat milletvekili Zeyid Aslan, kadın gazetecilere “Ben sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam, bunların gerçeği bu diye ahlaksız olurum değil mi?” diye taciz etti.
  •  “İnancımız bunu emrediyor. Sünnet, aile, örf, adet, gelenek, göreneklerimiz aile yuvasının kurulmasına çok önem veriyor. Biz de bunu teşvik ediyoruz. Gençlerimizin, henüz genç yaşta iken olan evliliklerinde çok büyük faydalar olduğuna inanıyoruz. (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç)
  • Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün cezaevlerindeki çıplak aramalara ilişkin verdiği soru önergesini cevaplayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, cezaevlerinde çıplak arama uygulamasının olduğunu ama kişinin utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde yapıldığını söyledi.
  • Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ömer Tuğrul İnançer’in TRT Türk’teki programında kullandığı “Hamile kadınların sokağa çıkması terbiyesizliktir” ve “Eş yoktur, zevce vardır” ifadelerinin, yayın ihlali oluşturmadığını söyledi. Konuyu dünkü toplantısında görüşen Üst Kurul, oy çokluğuyla söz konusu programda yayın ihlali olmadığına karar verdi.

Wednesday, January 15, 2014

Devrimci Ayşe Deniz

undefined
yıldızlardan kopup gelmişti dünyama
yıllanmış ağaçların dökülen sarı yaprakları gibiydi
etraf toz, toprak, kan, göleç
adına ne seher yeli diyebiliyorum ne de tozpembe
ama şunu çok iyi biliyorum ki
bir çocuğumuz olursa
adı Deniz olmalı,
ister kız ister erkek
fark etmez hiçbiri
fakat bakışları fark etmeli
güneş gibi olmalı
aydınlatmalı her bir tarafı
her bir yandan bir bir…

* * *
Alanya’dan Halime dün mesaj attı:
“Ayşe Deniz’i bırakmadılar. Duruşma 6 Şubat’a ertelendi.”
Okudum ve birden gözyaşlarımı durduramadım.
Demek bırakmadılar.
Çocuklarımızı katlediyorlar.
Çocuklarımızı kör ediyorlar.
Çocuklarımızı esir tutuyorlar.
Kana ve zulme doymuyorlar…
Yetişemiyorum.
Her mahkemeye gitmek istiyorum.
Her adaletsizliği yazmak istiyorum.
Yetişemiyorum ve kahroluyorum.
Sanki ben gidemediğim için öyle karar çıktı diye kendime kızıyorum.
Ne yapmalıyım?
Yazmazsam boğulurum.
Size Ayşe Deniz’i yazmalıyım…
Nasıl yiğit, cesur ve lekesiz çocuklarımız var, görün tanıyın istiyorum.
Hepsiyle gurur duyun istiyorum.
Bilin ki:
Kimi zaman çocuklar doğurur annelerini babalarını.
20 yaşında boyun eğmez Ayşe Deniz, Alanya Cezaevi’nde doğuruyor hepimizi…

Kır­mı­zı fu­lar­lı dev­rim­ci
Adı Ay­şe De­niz Ka­ra­ca­gil.
20 Ağus­tos 1993
do­ğum­lu.
Li­se öğ­ren­ci­si.
Üni­ver­si­te sı­nav­la­rı­na ha­zır­la­nı­yor­du.
Gü­zel Sa­nat­la­r’­da oku­mak is­ti­yor; re­sim ya­pı­yor; gi­tar ça­lı­şı­yor; saz ça­lı­yor. Ti­yat­ro­cu ol­mak is­ti­yor.
Fa­kat:
4 Ekim 2013’te An­tal­ya­’da­ki Ge­zi ey­lem­le­ri ne­de­niy­le tu­tuk­lan­dı. Su­çu kır­mı­zı fu­lar tak­mak!
Alan­ya L Ti­pi Ce­za­evi­’n­de.
An­tal­ya 5. Ağır Ce­za Mah­ke­me­si­’n­de dün du­ruş­ma­sı var­dı.
Bı­rak­ma­dı­lar…
Ama…
Si­ze me­sa­jı var Ay­şe De­ni­z’­in…
“Bu ül­ke­de ger­çek ka­til­ler var dı­şa­rı­da do­la­şı­yor. Et­hem Sa­rı­sü­lü­k’­ün ka­ti­li dı­şa­rı­da do­la­şı­yor, Ali İs­ma­il’­in, Ab­do­ca­n’­ın ka­til­le­ri bel­li ama dı­şa­rı­da­lar. Ben 4 aya ya­kın­dır içer­de­yim su­çu­mu bil­mi­yo­rum, be­nim­le il­gi­li so­mut hiç­bir suç­la­ma yok, hiç­bir ka­nıt yok. Ya­sal gös­te­ri hak­kı­mı kul­lan­mak dı­şın­da hiç­bir ey­le­mim yok.
Ben tu­tuk­lu­yum; bu­ra­sı ha­pis­ha­ne; du­var­lar ara­sın­da­yım; ce­za­evi­nin du­var­la­rı gö­rü­nü­yor ama asıl ha­pis­ha­ne dı­şa­rı­da; or­da du­var­lar tel ör­gü­ler gö­rün­mü­yor; in­san­lar öy­le du­var­lar ara­sın­da­lar ki hem de gö­rün­me­yen du­var­lar ara­sın­da. Biz dı­şa­rı­da­ki ha­pis­ha­ne­le­re-du­var­la­ra kar­şı çık­tı­ğı­mız, on­la­ra kar­şı mü­ca­de­le et­ti­ği­miz için bu­ra­da­yız.
Ben Cu­mar­te­si An­ne­le­ri’­nin ey­le­mi­ne git­tim; ora­da­ki an­ne­ler­le ko­nuş­tum; ço­cu­ğu­nun bir ke­mi­ği­ni bu­la­bil­mek için yıl­lar­dır bek­le­yen an­ne­ler var; gü­ven­lik güç­le­ri­ne, ‘ço­cu­ğu­mu ara­ma­ya be­ni de gö­tü­rün ben onu ko­ku­sun­dan ta­nı­rım, ço­cu­ğu­mu ko­ku­sun­dan bu­lu­ru­m’ di­ye yal­va­ran an­ne­ler gör­düm. Bir an­ne­ye bu acı­yı çek­ti­ren sis­tem­de kim öz­gür­dür ki.
Ha­san Hü­se­yi­n’­in şii­rin­de söy­le­di­ği gi­bi; ‘Ben bir ışık için tep­mi­şim ra­ha­tı­mı.’
Ba­na gö­re o ışık, bir an­ne­nin gü­lüm­se­me­si, bir ço­cu­ğun öz­gür­ce uçurt­ma­sı­nı uçur­ma­sı, top­ra­ğın üze­rin­de öz­gür­ce koş­mak­tır, ağaç­lar­dır, ma­vi bir gök­yü­zü­dür.
On­lar her ye­ri du­var yap­mak is­ti­yor, her ye­ri bi­na ya­pı­yor­lar, her ye­ri be­ton ya­pı­yor­lar. Nük­le­er san­tral yap­mak is­ti­yor­lar. Ben bü­tün du­var­la­ra kar­şı­yım, dev­let Gü­ney­do­ğu­’da du­var ya­pı­yor, ne­den? Eğer du­var ya­pa­cak mal­ze­me­le­ri var­sa, du­var yap­mak is­ti­yor­lar­sa, gi­dip Va­n’­da ça­dır­da ka­lan­la­ra ev yap­sın­lar.”

Adı De­niz ol­sun
Ay­şe De­ni­z’­i an­lat­ma­lı­yım…
An­tal­ya­’dan ha­mi­le bir an­ne ada­yı Ay­şe De­ni­z’­e, ce­za­evi­ne mek­tup yaz­dı: “Se­nin için çok üzü­lü­yo­rum; böy­le bir dün­ya­ya ço­cuk ge­ti­ri­yo­rum üz­gü­nüm. Ama ço­cu­ğum se­nin gi­bi ol­sun, adı­nı De­niz Dev­rim ko­ya­ca­ğım.”
Ay­şe De­niz şu ya­nı­tı yaz­dı:
“Si­zin ço­cu­ğu­nuz ye­ter ki ışık do­lu bir dün­ya­da ya­şa­sın, siz bi­zim be­de­ni­mi­zi dü­şün­me­yin; biz si­zin do­ğa­cak ço­cu­ğu­nuz için bu­ra­da­yız.”
Ay­şe De­niz, umut­suz­lu­ğun ölüm ol­du­ğu­nu bu genç ya­şın­da kav­ra­dı­ğı­nı şu söz­le­riy­le gös­te­ri­yor:
“On­la­rın sah­ne­si ço­cuk gü­lüş­le­ri­ni esir al­mış, sah­ne­le­ri­nin ta­ba­nı in­san ka­nın­dan; ama biz bu sah­ne­yi yı­ka­ca­ğız, ye­ni bir sah­ne ku­ra­ca­ğız, gü­zel bir sah­ne ku­ra­ca­ğız; bu sah­ne­de ço­cuk­lar öz­gür ola­cak, öz­gür­ce ko­şa­cak­lar, hep gü­le­cek­ler, bu sah­ne­de kuş­lar öz­gür uça­cak.”
Ah be kı­zım!
Ah be De­niz!
Ne za­man bü­yüt­tü­nüz bu ko­ca yü­rek­le­ri…
Ne za­man edin­di­niz bu soy­lu ru­hu…
Ne za­man ulaş­tı­nız ya­şa­mın yü­ce de­rin­lik­le­ri­ne…
Ko­ca şai­rin de­di­ği gi­bi:
“A­cı­yor­sam sa­na anam av­ra­dım ol­sun,
ama aşk ol­sun sa­na ço­cuk, aşk ol­su­n”


Soner YALCIN