Saturday, June 16, 2012

Bir Maskenin İtirafları Yukio Mişima

Bir Maskenin İtirafları
Yukio Mişima
 Editörün Notu
Kawabata, Nobel'in kendisinden önce Mişima'ya verilmesi gerektiğini söyler.  Onun için "dünya çapında olağanüstü bir yetenek, 300 yılda bir doğan dahîlerden biri. Benden çok yukarılarda" der. Mişima İkinci Dünya Savaşının kaotik ortamında geçen yarı-otobiyografik çarpıcı romanı "Bir Maskenin İtirafları" nda  ölüm, şiddet, vahşet ve çarpık seks dürtüleri ile kanlı fanteziler içinde yalpalayan  kitap kahramanının, sosyal baskılardan kendisini korumak amacıyla bir "maske" arkasına saklanmasını anlatır.  Mişima'ya göre toplumun kendisi hastalıklıdır ve herkes sanki bir maskeli balodadır...

Japonya'nın en ünlü, en renkli ve üretken yazarı Yukio Mishima'nın en büyük fantezisi acılı, şiddet ve kan içeren ölümdü

Derleyen: AYŞE AKDENİZ

"Kadınlara kur yapmaktan hoşlanıyorum, fakat cinsel birleşmeyi bir kadınla yapmak ilgi alanım dışında". Bu sözler Yukio Mishima'ya ait. Dünya edebiyatı şaheserlerinden kabul edilen "Bir Maskenin İtirafları" adlı otobiografik romanında kendi eşcinselliğini yazan, uluslararası haklı bir üne sahip Japon yazar Yukio Mishima, ilk orgazmına Aziz Sebastian'ın resmine bakarken ulaştı. Bu resimde Aziz Sebastian, kuşatılmış ve fırlatılan oklarla yara bere içindedir. Yukio aynı dönemde bir sınıf arkadaşına âşık oldu. Bu aşk, hayatı boyunca süren üç fetişistliğe yol açtı. Erkek kolaltı kılı, ter ve beyaz eldiven.

Mishima, II. Dünya Savaşı sonrası Japonyasının en renkli, en verimli ve en üretken yazarı oldu. Savaş öncesi ve sonrası yazarların olduğu kadar sağcı ve solcu entelektüellerin saygısını da kazandı. Japonya'nın, "değişen duyguların etkisi altında modernizme adım atışını ve Batı ideallerinin ülkesi tarafından kalıcı kucaklanışı"nı saptayarak ne kendisinden önce ne de kendisinden sonra hiçbir romancının yapmadığını yaptı. Nobel ödüllü Kawabata Yusunari, Yukio Mishima için, "Sadece Japonya'da değil, dünya çapında olağanüstü bir yetenek, 300 yılda bir doğan dahîlerden biri. Benden çok yukarılarda" diyor.

Tokyo'da doğan Yukio'nun asıl adı Kimitake Hiraoka'dır. Eserlerinin temelinde, 'çağdaş hayatın tinsel beyhudeliğine zıt geleneksel Japon değerlerinin ayrışması' yatar. Kısa hayatına, 13 makale, 31'i tek perdelik 52 oyun, 143 kısa hikâye ve 20 roman sığdırdı. Samuray sınıfına has olan 'hara-kiri' yoluyla intihar ettiğinde ciddi bir üne ve büyük bir servete sahipti. Yazarlığının doruk noktasında ve sadece 45 yaşındaydı. Tüyler ürpertici ölümü hakkında yazılanlar, edebi başarısı hakkında yazılanlar kadar çoktur. Küçük bir bürokrat, Hitler ve Nazizm hayranı olan babasının kökleri, hem çiftçi hem aristokrat hem de Japonya'yı 250 yıl yöneten askerlere kadar uzanır. Babaannesinin kökleri ise samuraylara kadar. Babaannesi, Yukio'yu doğar doğmaz yanına aldı. İki katlı bir evde oğlu ve geliniyle birlikte yaşayan babaanne, Yukio'nun beslenme saatleri dışında annesinin alt kata inmesini yasakladı. Bu nedenle 12 yaşına kadar babaannesinin yanından ayrılmayan Yukio, yıllar sonra ölen (1939) babaannesinin etkisinde çok fazla kaldı.

Karlı dağ, muammalı şeytan

Babaannesi, maziye yönelik hasret ve özlemlerini torununa aktardı. Ecdadı samurayların ruhlarına hakim olan disiplini, beden ve aklının tamamını kontrol etmeyi, mağrur ve kibirli olmayı ve bu yeteneklerle övünmeyi aşıladı. Bu etkileri Mishima'nın eserlerinde belirgin olarak görürüz. Fakat Yukio'nun kim olduğuyla bir türlü yetinememesi de muhtemelen bu nedenleydi. Yukio Mishima, 'ölüm' kavramına doğal sayılmayacak kadar yoğun bir ilgi duyan, parlak zekâlı, mecalsiz, fakat kan ve acıyla ilintili fantezileri olan bir gençti. Ergenlik çağında yazmaya başlayan Yukio'nun ilk romanı 13 yaşındayken okul gazetesinde basıldı. 1943 yılında Tokyo Üniversitesi'nin hukuk bölümüne girdi. Talebeyken kısa hikâyelerinden bir ilk koleksiyon yayımladı, hepsi bir hafta içinde satıldı. "The Forest in Full Bloom/Çiçek Açmış Orman" adlı ilk uzun hikâyesi öğretmeni Fumio Shimizu'nun desteğiyle Bungei Bunka dergisinde basıldığında 16 yaşındaydı. Bu eserin Tokyo'da 1944'de yani savaşın son yılında, kağıt kıtlığında kitap olarak basılması mucize sayıldı. Fakat dört bin adet olarak çıkan ilk baskı yine bir haftada satıldı.

Kendisine yazar olarak seçtiği isim "Mishima", Fuji Dağı'nın karlı tepelerinin izlendiği şehrin adıydı. "Yukio" ise kar demek. İlginç olan, Yukio'nun ismi Japonca olarak tamamı yazıldığında, "Ölümle lanetlenen muammalı şeytan" anlamına da geliyor. Kendisi de bunun ilginç bir tesadüf olduğunu söylüyor. "Bir Maskenin İtirafları" adlı otobiografik romanı ortaya çıkar çıkmaz Mishima enternasyonal bir isim oldu (1949). Eşcinsel ilişkiyi anlattığı eseriyle Japon halkını şaşırtmaktan ve Batılılaşmış bir hareketle etkilemiş olmaktan da bir keyif aldı.
Önce yazmak ve spor

Mishima'nın annesi Shizue, oğluna karşı kıskanç bir sevgili gibi davranıyordu. Yukio'nun da annesine karşı davranışları insanlarda şüphe uyandırıyor, dedikodulara sebep oluyordu. Eşcinsel olmasına karşın, annesinin ölümcül sanılan hastalığı sırasında Yukio'nun alelacele evlenmeye kalkmasının nedeni, annesine bakacak bir yardımcı gereksinimiydi muhtemelen. Annesine konulan teşhisin yanlış olduğu kısa bir süre sonra anlaşıldı, fakat bu bir şeyi değiştirmedi. Mishima'nın karısı Yoko, Japonya'nın en ünlü ressamlarından Nei Sugiyama'nın kızıydı. Yukio ile iki çocukları oldu.

Yukio evlenirken karısına iki şey söyledi. Birincisi, hayatındaki en önemli şeyin daima yazısı olacağı, ikincisi de spor çalışmalarına karışmaması. Sıkı bir disiplinle vücut çalışan Yukio'nun üst bedeni sporcu gibiydi, fakat bacakları cılızdı. Ayrıca karatede siyah kuşağın ikinci derecesine kadar yükseldi.

Yukio fanatik bir milliyetçiydi. 100 kişilik müridiyle küçük bir ordu kurdu. 1970 yılında Tokyo'da bir generali rehin almak için kalkıştığı eylemde, ordusundan dört kişinin intiharına sebep oldu. Balkondan attığı nutuğa karşılık avludaki askerler gülmeye başlayınca onuru kırıldı ve ecdadları samuraylar gibi hara- kiri ayiniyle karnını deşerek intihar etti. Yanında duran sadık müridlerinden biri, Yukio'ya ait 7. yy samuray kılıcını aldı, intihar eden yazarın kellesini uçurdu, arkadan da kendisi intihar etti.
İnsan eti yeme fantezisi

Yukio ergenlik çağındayken, yaralar içinde ölen güzel şövalyeler çizerdi. En sevdiği resim olan "Jan Dark"ın bir kadın olduğunu öğrendiği zaman erkek kıyafeti giyen kadınlardan nefret etti. Marquis de Sade gibi, ölüm ve insan eti yeme fantezileri kurarak çok sık mastürbasyon yapıyordu. Biraz daha büyüdükten sonra kadınlarla ilgilenmeye karar verdi. Hukuk okuduğu dönemde Sonoko isminde bir kadınla kısa bir beraberlik yaşadı, ancak kadın bir başkası ile evlenince Yukio hayatında ilk ve son olarak sarhoş oldu. Bir süre sonra, "İtiraflar" eserinin getirdiği ünle cesurlaşınca arkadaşlarını Tokyo'nun 'gey' kafelerinde eğlendirdi. Onların aralarında en favori arkadaşları külhanbeyi olanlardı. 1952 yılında New York'a yaptığı bir seyahatinde ideal erkeği bulmak için bar bar dolaştı. New York sonrası Rio'ya gitti. Öğleden sonraları parklarda dolaşıp genç delikanlılarla arkadaşlık kurarak onları kaldığı otele davet etti. O gençlerle nasıl konuştuğunu soran bir arkadaşına eşcinsel dünyada ortak bir lisana gerek olmadığını anlattı. Bu sohbet sırasında arkadaşına, kadınlarla flört etmekten hoşlandığını ancak işin cinsel ilişki kısmıyla ilgilenmediğini de açıkladı. Aynı arkadaşını geç saatlerde aradı, otel odasına gelen bir Japon kadının onu baştan çıkarmaya çalıştığını, hemen gelip onu bu kadının elinden kurtarmasını istedi. Buradan da Fransa'ya gitti.

Paris'te besteci Toshiro Mayuzumi ile çok iyi dost oldular. Yeni arkadaşına kendisini kulamparaların gittiği bir bara götürmesini istedi. Ancak bara geldikten sonra Mayuzumi Fransızca konuşup oğlanları kendi amacına göre yönlendirdiği için ona küfredip durdu.
Birini öldürmek ihtiyacı duyuyorum

Mishima'nın dış görüntüsü birçok kadın için iticiydi. Çok cılız bacaklarının üstünde, kasları fazlaca geliştirilmiş geniş bir bedeni vardı. Boyu 1.60 kadardı. Bir Japon dergisinde yapılan ankete göre ünlü yazar ile evlenmektense kendilerini öldürmeyi tercih edeceklerini söyleyen Japon kadın okuyucu oranı yüzde 50 idi.

Yukio Mishima'nın en büyük fantezisi acılarla şiddet ve kan içeren ölümdü. Onu tanıyan hemen herkes şu sözleri mutlaka duymuştu: "Mastürbasyonun nihai formatı seppukadır (hara-kiri)".

Nitekim, büyük yazar, "hara-kiri" yaptı. Yukio ile beraber intihar eden 25 yaşındaki genç Masakatsu Marito'ya herkes Yukio'nun nişanlısı gözüyle bakıyordu. Yukio gibi ölüme karşı olağandışı bir ilgi duyan Marito, hayatını Mishima'ya adamıştı. Mishima'nın, "Birini öldürmek ihtiyacını hissediyorum, kan görmek istiyorum" dediği biliniyor. Yukio Mishima, 1949'da yazdığı "Bir Maskenin İtirafları" edebiyat tarihinin en büyük eserlerinden biridir. Bunu takiben, 1950 ile 1964 yılları arasında verdiği eserlerin her biri olağanüstüdür. "Aşka Susamak", "Yasak Renkler", "Denizini Kaybeden Denizci", "İpek ve Sezgi", "Şölenden Sonra", "Dalgaların Sesi" ve ticari anlamda en başarılı eseri "Altın Tapınak".

1964 ile 1970 yılları arasında "Doğurgan Deniz" adı altında topladığı dört roman yazdı. Bu dört roman Mishima'nın başyapıtları kabul edilir. 1912-1970 yılları arası Japon yaşamını harikulade anlatır. 25 Kasım 1970'de,

"Doğurgan Deniz" romanlarının sonuncusunu bitirdiği gün, Başbakan'ı istifaya zorlamak için, yukarıda anlattığımız generali rehin alma eylemine girişti. Sonuçta da intihar etti.