Saturday, June 30, 2012

SİZİN HİÇ BABANIZ YANDI MI?'


 
SİZİN HİÇ BABANIZ YANDI MI?'

Zeynep Altıok görevinden alınmasına neden olan yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:

'Siz sayın devlet yöneticileri nasıl ki 18 yıl önce günler öncesinden planlanan kalkışmanın piyonu olan binlerce kişinin 35 insanı diri diri yakışını 8 saat boyunca eliniz kolunuz bağlı izlediniz, öyleyse bugün orada kayıplarının yasını tutan birkaç yüz kişinin otelin önünde toplanarak karanfil ve türkülerle acılarını paylaşmalarına ve o meşum günü hatırlatmalarına mani olamazsınız!

Siz ki cumhuriyet tarihinin en insafsız ayaklanmalarından birinin temelinde yatan bu ortaçağ zihniyetine göz yumdunuz, siz ki bu katliamın ardından adil bir hukuk süreci işletmediniz, sadece kalabalıktan göstermelik olarak topladığınız sanıkları yargıya taşıdınız, elebaşlarının örgüt liderlerinin peşine düşmediniz, siz ki ‘sözde’ aranan firari sanıkların T. C. Sınırları içinde evlenmesine, askerlik yapmasına, ehliyet almasına olanak sağladınız, siz ki bir insanlık suçunu zaman aşımı ile yüzyüze bırakacak altyapıyı sağladınız, siz ki 18 yıldır eyleme geçen cehalet ile savaşmadınız, Sivas katliamının ardında kalan karanlıkları aydınlatmadınız! Öyleyse bugün bu insanların senede sadece bir gün -o da kendi başlarına geldiği için- toplanmalarını yasaklayamazsınız. O günü tekrar yaşamak bile ne kadar ağırdır bilir misiniz?

Sizin hiç babanız yandı mı? Hiç evladınız öldü mü? Siz kimi o otelden uzak tuttuğunuzun farkında mısınız? Oradan uzak tutamadıklarınızı adaletten uzak tutmayı pekâla biliyorsunuz.

Sivas’ta deprem ya da sel gibi bir doğal bir afet yaşanmadı. Orada gözü dönmüş bir kalabalık insanları öldürdü. "Olaya insan merkezli baktığımız için hiçbir ayrım yapılmadı" diyemezsiniz. Orada insanlar tesadüfen ölmedi. Onları öldürmeye kalkanla öleni bir arada anamazsınız. Madımak binasının yerine talep ettiğimiz utanç müzesini kurmaktan özenle kaçınıp sözde ‘bilim ve kültür merkezi’ kurmanız kabul edilemezken orada -hele bizlerin izni olmadan- kayıplarımızın isimlerini kullanamazsınız. Saldırganla mağdurun adını birlikte yazmak şuursuzluk ya da aymazlık değildir. Bu bilinçli yapılmış bir tercihtir. Meydan okumadır, gözdağı vermektir, kudret gösterisidir, vicdansızlıktır, hakarettir, saygısızlıktır. Derhal ama derhal babam Metin Altıok’un adının oradan kaldırılmasını talep ediyorum. 18 yıldır duygusal sebeplerle Sivas’a adım atmadım. Sadece bir utanç müzesi ya da bir insanlık anıtı yapılırsa gideceğimi söyledim. Şimdi gerekirse oraya gider o plaketi sökerim. Beni buna mecbur etmeyin. Bir zahmet siz kaldırın. Hemen!

Siz basın mensupları, köşe yazarları sizin Sivas katliamının anılmasına itirazınız olamaz. Sizlerin toplumsal sorumluğu var. Ülkemizde çok gerilerde olan eğitim sisteminin gelecek kuşaklara aktarmakta yetersiz kaldığı noktada yakın tarihimizin karanlık olaylarını tekrar tekrar hatırlatmalısınız. Kapkaranlık tablonun açmazlarının üzerine gitmeli, gerekli yasal süreçlerin doğru işlemesi ve adaletin yerini bulması için baskı oluşturmak zorundasınız. Sivas 93 anılacak, hatırlanacak ki orada susturulan aydın insanların sesi gelecek kuşaklara ulaşabilsin. Bu ülke geçmişiyle doğru anlamda yüzleşebilsin, alınacak dersler alınsın.
 
Lütfen Sivas’ta yaşanan vahşeti yazın, hatırlatın. Dava sürecinin önemli kırılma noktalarını takip edin, aktarın. Örgütsüz olduklarını söyleyerek ceza indirimi alanların örgütlü suçlara tanınan haktan yararlanmak için başvurmalarındaki çelişkiyi, Kaçakların iade istemlerinin Avrupa ülkelerinden doğru taleplerle yapılmayışının takipçisi olun, İnsanlık suçlarının zaman aşımına uğramasına direnin. Dünyada kabul görmüş uygulamalara emsal teşkil eden kararlara yer verin. Sivas katliamı sanıklarının avukatlarından kaçının milletvekili olduğunun bilançosuna dikkat çekin. Neden mağdur avukatlarının böylesi kariyer patlamaları yapmadıklarını düşündürün. Ve son olarak lütfen her yıl sadece 2 temmuzdan bir gün önce arayıp duygularımızı sormayın. Bizim duygularımızı tahmin etmek hiç zor değil. Etkili haber için gözyaşlarımızın, acılarımızın peşinde koşmayın, gerçekleri yazın yalnızlığımızı, çaresizliğimizi yazın. Dile kolay 18 yıllık süreci yazın, yanımızda olun ki bir şeyleri değiştirebilelim. Sizin bizim duygularımıza değil bizim sizlerin ve toplumun duygularına ihtiyacı var. Bunu unutmayın.

ZEYNEP ALTIOK

Güney Kürdistan’da kadın sünneti sorunu sürüyor

Güney Kürdistan’da kadın sünneti sorunu sürüyor
ANF
30 Haziran 2012

HEWLER - Güney Kürdistan’da uzun yıllardan bu yana kadın hakları savunucuları kadın sünnetine karşı kampanya yürütüyor. Her yıl onbinlerce genç kadının kurbanı olduğu bu uygulama konusunda çalışma yürüten WADI adlı kuruluş özellikle Kerkük ve çevresinde kadın sünnetinin yaygın olduğunu kaydediyor.

Kadın sünneti dünyada en çok Kuzey ve Orta Afrika, Pakistan’ın bazı bölgelerinde görülüyor. Bu uygulama Güney Kürdistan’da da oldukça yaygın. İslamla çok fazla bir ilgisi olmadığı ifade edilen kadın sünnetinin İslam öncesinde kabile geleneklerine dayandığı düşünülüyor.

Güney Kürdistan’da kadın sünnetinin özellikle dini bağlılıkları yüksek olan topluluklarda görülmesi nedeniyle Federe Kürdistan Hükümeti öncelikle din adamlarını devreye koyarak bu uygulamanın durdurulmasına çalışıyor. Hükümetin Sağlık Bakanı Tahir Hewrami geçtiğimiz sene bir açıklama yaparak din adamlarının kadın sünnetine karşı mücadelede etkin rol almasını istemiş ve insanların bu şekilde bu uygulamaya karşı bilinçleneceklerini kaydetmişti.

WADI’nin verdiği bilgilere göre Güney Kürdistan’da Kerkük ve çevresinde yaşayan kadınların yüzde 40’ı sünnet edilmiş. Kerkük çevresindeki Kürt kadınları söz konusu olduğunda bu oran yüzde 65,4’e çıkıyor. Araplarda kadınlarda sünnet oranı yüzde 25,7 iken Türkmen kadınlarında ise bu oran yüzde 12,3.

Kadın hakları savuncuları bu bilgileri kadınların kendi açıklamalarına göre derlediklerini ifade ederken gerçek oranların çok daha yüksek olabileceğini kaydediyor.

Yapılan araştırmalara göre kadın sünnetinde en temel etken anne ve büyükannelerden gelen baskı. Erkeklerin kadın sünneti konusunda belirleyici olma oranları ise oldukça düşük.

WADI’nin Kerkük’te yaptığı araştırmada Arap ve Türkmen ailelerinde de kadın sünnetinin görülmesinin konunun sadece Kürt toplumunda değil Ortadoğu’da genel olarak görülen bir uygulama olabileceğini gösteriyor.

Süleymaniye yakınlarındaki Pishder, WADI çalışanlarından Gola Ahmet Hama’ya göre kadınlar için bir cehennem. Pishder ve çevresindeki kadınların yüzde 95’i sünnet edilmiş. Bölgede sadece iki köyde sünnet uygulaması yok.

Pishder’de hemen hemen tüm evlilikler görücü usulüyle oluyor. 2012 yılının ilk üç ayında 5 “namus” cinayetinin işlendiği kasabada 8 kadın da intihara teşebbüs etti.

Federe Kürdistan Hükümeti geçtiğimiz sene kadın sünnetini tamamen yasakladı. Ancak Kerkük bölgesi henüz resmi olaran Kürdistan Hükümetine bağlı değil. Kerkük valisi Necmeddin Kerim kadın sünnetini yasaklamaya sempatiyle baktığını açıklasa da henüz bu konuda harekete geçilmiş değil.

Irak genelinde ise bu konuda henüz bir yasaklama söz konusu değil.

Wednesday, June 27, 2012

BM: DÜNYADA 42,5 MİLYON MÜLTECİ VAR


BM: DÜNYADA 42,5 MİLYON MÜLTECİ VAR
Kaçan kurtuluyor

BM Mülteciler Programı’nın 2011 raporuna göre en fazla mülteci Afganistan’da (2,7 milyon). Onu Irak (1,4 milyon) ve Somali (1,1 milyon) izliyor. 2011’de en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke Pakistan (1,7 milyon) olurken Pakistan’ı, Irak (yaklaşık 900 bin) ve Suriye (resmi rakamlara göre 750 bin) izledi.


Açlık, fakirlik, savaş ve doğal felaketler

Tüm bunlar, geçen yıl 4,3 milyon yeni insanın mültecilere eklenmesinin sebepleriydi. Rakam artmaya devam ediyor. Fotoğraftaki bu Myanmarlılar, ülkenin kuzeyinde isyancılarla hükümet güçleri arasındaki çatışmalardan Bangladeş’e kaçmak için ülkelerini terketmiş.

Devasa mülteci kampı

Kuzey Kenya’daki Dadaab mülteci kampı. Özellikle komşu Somali’nin güney bölgelerinden 500 bin kişi buraya sığındı. 2011’deki uzun süreli kuraklık ama özellikle İslamcı El Şebbab milisleriyle geçici Somali hükümeti arasındaki savaş bu insanları buraya getirdi.


Önce Afganlar şimdi Pakistanlılar

Son yıllarda iki milyondan fazla Afganlı, komşu Pakistan’a sığındı. Çoğu Jalozai gibi kamplarda yaşadı. Jalozai sadece Afganlara değil, kendi vatandaşlarına da ev sahipliği yapıyor. 60 binin üzerindeki Pakistanlı, Afganistan sınır bölgesindeki savaşta kurban olmamaları için buradaki çadır kentte barındırılıyor.

Mülteciyken mülteci oldular

Bu Bangladeşliler şanslarını göçmen işçi olarak Libya’da denemek için, sıkıntıdaki ülkelerini terk etmişti. Ama 2011 baharında Libya’da patlak veren iç savaş onları yine bir mülteci olarak Tunus’taki Ras Ajdir bölgesine sürükledi. Binlercesi hala orada yaşıyor ve Libya’daki geçim kaynakları ve evleri yerle bir oldu.

Umudun adası Lampedusa

Sürekli daha fazla Afrikalı, mülteci olarak İtalya’nın Akdeniz’deki adası Lampedusa’ya geliyor. Ağırlık olarak Tunus’tan olmak üzere daha iyi bir yaşam umuduyla 1500 ile 2000 euro karşılığında, tıka basa dolu teknelerde adaya ulaşmaya çalışıyorlar. Birçoğu yolculuk sırasında hayatını kaybederken, ulaşanlar da sahil güvenlik tarafından ülkelerine geri gönderiliyor.

Almanya en büyük 4. ülke

Almanya geçen yıl ülkeye yaklaşık 600 bin mülteci kabul etti. Bunlardan 50 bini sığınma başvurusunda bulundu. Fotoğrafta Chemnitz kentindeki göçmen bürosunun geçici konaklama merkezi önünde Kuzey Afrikalılar yer alıyor. Malta yardım örgütü tarafından sağlanan 500 yatakta mülteciler 3 aylık barınma imkanı buluyor. Almanya en çok mülteci kabul eden 4. ülke durumunda.

Gazze Şeridi’ndeki değişmez durum

Binlerce Filistinli, evleri İsrail buldozerleri, füzeleri ve tanklarınca yıkıldığı için başta Gazze Şeridi olmak üzere acil geçici barınma yerlerinde yaşıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin hesabına göre sayısı 26 milyonu bulan bu insanlar, dünyada yerlerinden olanların üçte ikisini oluşturuyor.

Mülteciler için daha fazla duyarlılık

Bu kadın İsrail’deki Afrikalı göçmenler sorunu için tek başına gösteri yapıyor. İsrail hükümeti, 1500 Güney Sudanlı ve iki bin Fildişili’yi ikamet izni olmadıkları gerekçesiyle sınırdışı etmeye başladı.
 ALINTI

MIRA LA GITANA MORA - GIPSY KINGS

Tuesday, June 26, 2012

'Kimse Size Tanıklık Etmeyecek'

RÜYA YÜKSEL/BİRGÜN

Gazetecilere Özgürlük Platformu(GÖP)  tarafından düzenlenen Tanıklık Günleri’nin 15’incisi dün Çağlayan’da İstanbul Adalet Sarayı önünde gerçekleştirildi.

Eylemin açılış konuşmasını Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu Sözcüsü ve Belediye-İş Sen. 2No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm yaptı. Gülüm, konuşmasında gazetecilere yönelik baskının tek örnek olmadığına değinerek;  adaletten, eşitlikten, kardeşlikten yana olan, muhalif olan herkese, aydınlara, sosyalistlere ve en son KESK’e yönelik baskıların artarak devam ettiğinden söz etti.

DÜN BURADA TANIKTI, BUGÜN SANIK
İbrahim Çiçek adına Atılım editörlerinden Sıtkı Güngör tanıklık yaptı. 10 gün önce Füsun Erdoğan için tanıklık eden, yıllarını sosyalist basın geleneğine veren İbrahim Çiçek’in bugün “terörist” olmakla suçlandığına ve gözaltında olduğuna dikkat çeken Güngör, 14 Ocak’ta Yeni Şafak gazetesinin İbrahim Çiçek’i hedef gösteren haberlerine de değindi. İbrahim Çiçek’in Newroz eylemlerini yönetmekle suçlanmasında suçlandığını belirten Güngör sözlerini “İbrahim Çiçek, dün burada tanıktı, bugün sanık durumunda. Özel yetkili savcılarca tutuklanmak isteniyor. Tutuklayabilirler; ama ne onu, ne bizi vazgeçirebilirler. Halkın vicdanından, ezilenlerin adaletinden sizi hiç kimse kurtaramayacak. Kimse size tanıklık etmeyecek” diyerek tamamladı.

BİZ AYNI SUÇU HALA İŞLİYORUZ

Özgür Gündem gazetesinden Nurettin Fırat ve DİHA’dan Ramazan Pekgöz adına Oğuz Ender Birinci tanıklık yaptı. Birinci, Kürt özgür basınına yönelik baskıların yeni olmadığını, gazetecilerin AKP’nin Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikası sonucu içeride olduklarını söyledi. Gazetecilerin kendilerini rehin olarak tanımladıklarına, geniş Kürt halk kitlelerinin sokakta haklarını talep ettiklerine ve arkadaşlarının tek suçlarının da bu taleplerin sözcülüğünü yapmak olduğuna dikkat çeken Birinci, şöyle devam etti:  “Savcılar Abdullah Öcalan’la, Murat Karayılan’la aynı talepleri neden savunuyorsunuz diye soruyorlar. Demokratik özerklik istemek, uluslar arası evrensel demokratik taleplerdir. Savcılar ‘Neden hükümetin açılımını desteklemiyorsunuz?’ diye soruyorlar. Çünkü dilimizi yasaklıyor. Bunlar suçsa biz aynı suçu hala işliyoruz..” Gazetecilerin, Roboski gibi katliamları ortaya çıkardıkları için ve fikirlerinden dolayı tutuklu olduklarına değinen Birinci, "Başbakan 'Zulm ile abad olunmaz' diyor. Zulm eden karşılığını bulur” dedi.

AKP HÜKÜMETİ DARBECİ BİR HÜKÜMETTİR

Yine Özgür Gündem’den Sibel Güler ve Yüksel Genç adına, BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, sadece Sibel Güler ve Yüksel Genç’le değil, Nurettin Fırat ve Ramazan Pekgöz’le de birlikte başarılı çalışmalar yürüttüklerinden bahsetti.  Koçali, Yüksel Genç’in geçtiğimiz hafta içinde Radikal’de yayımlanan, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu ve Güneri Civaoğlu’nun alıntıladığı yazısından söz etti. Genç’in 1. Barış Grubu ile geldiğine, silahını bırakıp sivil alanda mücadele etmek için gazeteciliğe başladığına dikkat çeken Koçali,  “Eğer silahını bırakan, demokratik zeminde mücadele eden birini içeri atarsan bu kan nasıl duracak?” diye sordu.  Bu gazetecilerin hafızalarına, zekalarına, enerjilerine ve birikimlerine hayran olduğunu belirten Koçali, “Başka bir dünyayı seçseydiler dolarla maaş alan gazeteciler olurlardı. Gerçekleri yazmayı tercih ettikleri ve bunu başarıyla yaptıkları için onlarla gurur duyuyorum. Gerçekleri anlatmanın bedeli bu iktidarın döneminde cezaeviymiş. AKP hükümeti darbeci bir hükümettir. Yerel yönetimlere, sendikalara, gazetecilere, siyasete darbe vuruyor” diye konuştu.

Tanılık Günleri 28 Haziran’da sona erecek. GÖP, 29 Haziran Cuma günü saat 19.00’da İstiklal Caddesi Tünel çıkışından Taksim Meydanı’na “Zindanlar Boşalsın-Gazetecilere Özgürlük” adlı bir yürüyüş gerçekleştirecek. Yürüyüş, saat 20.00’de Taksim Meydanı'nda yapılacak basın açıklaması ile son bulacak.

Saturday, June 23, 2012

DÜŞMÜŞ MELEK FALLEN ANGEL

DÜŞMÜŞ MELEK
FALLEN ANGEL
Thomas L. Kelly


Badili seks işçisi bir kadın, annesi ve kızkardeşi  kendisini izlerken müşterileri için hazırlanıyor. Badili kızlar, aybaşı olmaya başlayınca ailelerini desteklemek için eve müşteri getireceklerini bilerek yetiştirilirler.
Dang, Batı Nepal

A woman of the Badi sex worker caste prepares herself for clients while her mother and younger sister look on. Badi girls are raised knowing that when they reach menarche, they will support their families with clients brought to the home.
Dang, Western Nepal.

79 yaşındaki Tatalau klasik şarkıcı ve dansçı olarak performans gösteren bilinen en son kişilerden biri. Bugünkü kızlar rüzgar gibi. Klasik müzik için gerekli olan sabır ve disipline sahip değiller. İşte bu nedenle fahişelik yapıyorlar.
Orta Batı Bölgesi, Nepal

Tatalau, now 79, is among the last of the who performed as a classical singer and dancer. The girls today are like the wind. They do not have the patience and discipline necessary for classical music. That is why they have to prostitute themselves
Mid Western Region, Nepal.

 Badili kız çocuklarının fuhuş yaşamından kaçması çok zor. İlkokula başlayan çok az sayıdaki Badili kız okulu bitirmeden bırakıyor çünkü onlara dokunulmaz olarak muamele ediliyor ve daha kötüsü,  bir seks işçisi olarak görülüyorlar. Bu kızlar aileleri tarafından, yaşamlarını bir seks işçisi olarak yönlendirmeye özendiriliyorlar.
Nepal’in uzak batısı.

It is extremely difficult for Badi girl children to escape a life of prostitution. Most of the few Badi girls who enter primary school soon drop out, in part because they are treated as untouchables- and worse, as members of a sex worker caste- and in part because girls are encouraged by their families to direct their lives towards sex work. Far Western Nepal.

Deukili üç nesil. Nepal Deuki sisteminde çocuklar tapınak tanrılarına hizmet etmek üzere verilirler. Evlenmek yasaktır, pek çoğu kendilerini fahişelik ile geçindirirler. Gayrimeşru kızları da genellikle annelerinin “meslek”lerini sürdürürler.
Uzak Batı bölgesi, Nepal

Three generation of Deuki. In the deuki system of Nepal, children are dedicated as servants to temple deities. Forbidden to marry, many support themselves by prostitution. Their illegitimate daughters usually follow in their mothers' profession.
Far Western Region, Nepal.

Bombay genelevlerinde iş, sabah 04:00 civarında başlar. Divya, Bishakha ve Geetanjali akşam için hazırlar.
Kamathipura, Bombay, Hindistan

Business begins about 4 p.m. in the Mumbai brothels. Divya, Bishakha and Geetanjali prepare for the evening.
Kamathipura, Mumbai, India.

Bengalli yol kenarı seks işçileri.Hindistan’da kamyoncuların durdugu yerde yapılan fahişelik çok tehlikeli bir iş ve kadınlar kuvvetli olmalı.
Murşidabad Bölgesi, Batı Bengal, Hindistan

Bengali roadside sex workers. Truckstop prostitution in India is a dangerous business, and the women must be tough.
Murshidabad District, West Bengal, India.

 Aşağıdaki caddeyi seyreden ve müşteri bekleyen kadınlar.
Kamathipura, Mumbai, Hindistan

A women looks down on the street, waiting for clients.
Kamathipura, Mumbai, India.

İstismarcı babası evi terkettikten sonra Dipika’nın annesi daha kötü bir ilişkisinin olacağı yeni bir evlilik yaptı. Dipika güzellik uzmanı ve fahişe olarak çalışıp ailesine destek oluyor.
Dum Dum, Batı Bengal, Hindistan

After her abusive father left home, Dipika's mother married again, into a worse relationship. Dipika works as a beautician and prostitte to support her family.
Dum Dum, West Bengal, India.

Otel çalışanları sahilde molada. Sri Lanka’da kadın seks işçiliği gizli ve bunlar gibi pek çok kadın, müşterileri kışkırtmak için namuslu işleri bir paravan gibi kullanıyorlar.
Kolombo, Sri Lanka

Hotel workers taking break on the beach. In Sri Lanka female sex work is covert, and many women such as these use straight jobs as a covert for soliciting clients.
Colombo, Sri Lanka.

 Bu kız bir geneleve Tsuki ya da bağlı bir seks işçisi olarak satılmış. Gelişinden kısa süre sonra delirmiş.
Dhaka, Bangladeş.

This girl was sold to a brothel as a Tsuki, or bonded sex laborer. She went mad shortly after her arrival.
Dhaka, Bangladesh.

Bangladeş, kızların büyük kısmı genelevlere satılır ya da tsukri (bağlı seks işçisi) olarak girerler.
Tanzabar genelevi, Narayanganj, Bangladeş. 

In Bangladesh, a large proportion of girls are either trafficked into the brothels or enter as tsukri (bounded sex laborers).
Tanbazar brothel, Narayanganj, Bangladesh.

Sokaktaki ve kamyon duraklarındaki seks işçileri yüksek oranda HIV enfeksiyonu riski ve polis ve müşterilerin kötü muamelesi gibi pek çok aynı problemi paylaşırlar.
Ramma Park, Dhaka, Bangladeş. 

Street sex workers and truckstop sex worker share many of the same problems, including a high risk of HIV infection and little protection from abuse by police and clients.
Ramma Park, Dhaka, Bangladesh.

Rajshahi Tren İstasyonu, Rajshahi Bölgesi, Bangladeş.Çocuk fahişe ve çöp toplayıcısı Rozina (sağda) Nabangong’a giden trende. Kardeşi ile birlikte altı sene evvel Rajshahi’ye gelmiş. Annesi yeniden evlenip onu terketmiş.

Rajshahi Rail Station, Rajshahi division, Bangladesh.

Rozina (right), a child Prostitutes and scavenger, on a train bound for Nababgong. She came to Rajshahi with her mother six years ago. Her mother married again and abandoned her.
Rajshahi Rail Station, Rajshahi division, Bangladesh.

Roushan ve Ayesha sokak kızları. Sabah boyunca İngiliz Yolu’ndaki bu köprünün üzerinde uyuyorlar ve akşamları çalışmak üzere sokaklara gidiyorlar.
Dhaka, Bangladeş. 

Roushan and Ayesha are street girls. They sleep on this overbridge on English Road throughout the morning, and go out to work the streets in the evening.
Dhaka, Bangladesh.

Kadınlar Bangladeş - Hindistan sınırı boyunca yürüyorlar. İki ülke, güvenlik kuvvetlerinin kaçakçılara sık sık göz yumdukları  uzun ve açık bir sınırı paylaşıyorlar.
Rajshahi Bölgesi, Bangladeş.   

Women walk across the border from Bangladesh to India. The two countries share a long, open border where security forces often turn a blind eye to the operations of traffickers.
Rajshahi Division, Bangladesh.

Bir seks işçici, erkek arkadaşı ve çocukları. Eğer yeterince para biriktirebilirlerse genelev dışında bir eve yerleşeceklerini söylüyorlar.
Daulotdia Genelevi, Bangladeş.

A sex worker, her boyfriend and their child. If they can save enough money, they say, they will settle in a house outside the brothel.
Daulotdia Brothel, Bangladesh.

Bir kadın, müşterisinin gömleğinin arkasına sessizce, su doldurulmuş prezervatifleri tutturup komik görüntüsüyle genelev etrafında yürüttüğü genelev şakasına gülüyor.
Daulotdia Genelevi, Bangladeş.

Laughing at a brothel joke, in which a woman quietly attaches water-filled condoms to the back of a client's shirt, and lets him walk around the brothel looking ridiculous.
Daulotdia Brothel, Bangladesh.

 Bangladeş’te erkekler çok genç kızlara hevesliler. Bir çocuk, yüzüne genelev sahibesi gibi makyaj yapıyor ve yaşlı müşteri izliyor.
Dhaka, Bangladeş.

In Bangladesh, men have a taste for very young girls. A child makes up her face as her madam and an elderly client watch.
Dhaka, Bangladesh.


Kızlar, genelev bölgesi Kandupatti’nin dar yollu labirentinde müşteri bekliyorlar.
Dhaka, Bangladeş. 

Girls wait for the clients in the labyrinth of narrow alleys of Kandupatti brothel district.
Dhaka, Bangladesh.

 Genç bir kız daimi müşterilerinden biri ile samimi bir anı paylaşıyor.
Kandupatti, Dhaka, Bangladeş.

A young girl shares a moment of intimacy with one of her regular clients.
Kandupatti, Dhaka, Bangladesh.

Genelev kızları Ramazan Bayramı için yeni giysiler giyiyor. Genelevlerde kadınlar çok samimi ve psikolojik destek olmak için birbirlerine çok bağlı. Eğer para sıkıntıları varsa tefeciden almamaları için birbirlerine borç veriyorlar.
Daulotdia Genelevi, Bangladeş.

Brothel girls dress in new clothes for the festival of Eid. In the brothels, the women are close and depend on each other for psychological support. They lend ach other money if they have financial problems, to avoid borrowing from the moneylenders.
Daulotdia Brothel, Bangladesh.

 Bir hamamcı çocuk müşteri bekliyor.
Peşaver, Pakistan.

A bathhouse boy waits for client.
Peshawar, Pakistan.

Anuradha kurtardığı kızlarla, Maiti Nepal. Geçmişte bir zamanlar Nepal Maiti’de Anuradha’nın sorgulamaları seks işçilerini kurtarmıştı. Çoğunlukla  kızların hikayeleri aynıdır; fakir aileler, evlilik dışı hamilelik, bir borçtan kurtulmak veya aileyi karşılayamayacakları bir çeyiz sorumluluğundan kurtarmak için haberi olmadan satılmak.
 

Anuradha with girls she has rescued, Maiti Nepal. Once back at Maiti, Nepal, Anuradha questions rescued sex workers. Often the girls stories are the same; family poverty, out of wed-lock preganancy, unknowingly sold to clear a debt or release the family from the responsiblity of a marriage dowry they cannot afford.

Hijras bir düğünde eğleniyor. Qissa Khawani veya Masalcı Pazarı, Peşaver, Pakistan.

Hijras entertain at a wedding celebration.
Qissa Khawani, or the Storyteller Bazaar, Peshawar, Pakistan.

Kaçakçı olduğu iddia edilen Rajan (sağda), Jamuna (solda) ve Jyoti’nin (solda) şahitliğiyle suçlu olarak kaydediliyor. Jamuna 1998’de kurtarılmadan önce Mumbai genelevinde 3 yıl geçirmiş. Ranjan Önce Jyoti’nin kızkardeşini daha sonra da Jamuna’yı aynı geneleve satmış.
Hanuman Dhoka, Katmandu, Nepal

Alleged trafficker Rajan (center) is booked on evidence from Jamuna (left) and Jyoti (right). Jamuna spent three years in the brothel of Mumbai, before rescued in 1998. Ranjan had earlier trafficked Jyoti's sister, and later sold Jyoti to the same brothel.
Hanuman Dhoka, Kathmandu, Nepal.

Soldaki üç kadın 1999’da Nepalli kızları Mumbai’ye satma suçu ile tutuklandı. Pek çoğu fakir ailelerden geliyor ve insan ticareti geçimi sağlamak için en kolay ve çabuk yol. Hindistan’daki genelevlerde 100.000’den fazla Nepalli kızın olduğu tahmin ediliyor.
Hanuman Dhoka Hapishanesi, Katmandu, Nepal. 

The three women on the left were arrested in 1999 for the alleged trafficking of Nepali girls to Mumbai. Many come from poor families and trafficking is a quick and easy way to make a living. It is estimated that there are over 100,000 Nepalese girls in the India brothels. Hanuman Dhoka Jail, Kathmandu, Nepal.

STD/HIV Müdahale Programı Sonagachi Genelevi bölgesinde bu klinikle başladı. Burada doktorlar genel sağlığa bakarlar. Diğer klinikte HIV için test ve danışmanlık sadece seks işçilerinin isteği üzerine yapılır.
Sanagachi, Kalküta, Hindistan.

The STD/HIV Intervention Program began with this clinic in the Sonagachi Brothel area. Here, physicians provide general health care. In another clinic, testing and counseling for HIV is conducted, but only at the sex workers request.
Sanagachi, Calcutta, India.

HIV pozitif bir kamyon şoförü, yol kenarındaki STD/HIV kliniğinde doktor tarafından muayene ediliyor.
Batı Bengal, Hindistan.  

An HIV-positive truckdriver is examined by the doctor at a roadside STD/HIV clinic.
West Bengal, India.

Annuradha Koirala (sağda) Mumbai genelevlerinden yeni kurtarılmış Nepalli bir kızı teselli ediyor. Kızlar Nepal-Hindistan sınırına götürülüyor ve oradan otobüsle aileleri ile mümkünse yeniden biraraya getirilecekleri Katmandu’ya götürülecekler. Kurtarılan 28 kızın 18’i HIV pozitif.
Merkez bölgesi, Nepal. 

Annuradha Koirala (right) comforts a Nepali girl just rescued from the Mumbai brothels. The girls have been transported to the Nepal-India border and are being take by bus to Kathmandu, where they will be reunited with their families, if possible. Eighteen of the 28 rescued girls are HIV-positive.
Central Region, Nepal.

Eski Devadasi’ler, şimdi Devadasi* Rehabilitasyon Projesi işçileri genç Devadasi’nin uygulamaları reddedişini simgeleyen rastalarını kesiyor.
Saundatti, Karnataka, Hindistan.
* (ÇN) Devadasi: Hindistan'da doğurganlık tanrıçasına kurban edilen cocuk yaştaki kutsal seks köleleri.
Binlerce yıl öncesinden gelen eski bir inanış.

Former Devadasis, now project workers for the Devadasi Rehabilitation Project, cuts the dreadlocks of a young Devadasi, symbolizing her rejection of the practice.
Saundatti, Karnataka, India.

Tanrıçaya adanacak olan dehşet içindeki bir çocuk. Her yıl tahminen 3.000 genç kız Yellama festivaline Devadasis veya hizmetçikız olarak Tanrıça’ya adanmak üzere getirilir.
Saundatti, Karnataka, Hindistan.
Devadasi Hindistan’ın iki ilerici eyaletinin sınırında ikamet eder: Maharastra ve Karnataka. Kanuni yasaklamaya rağmen her yıl 5.000 kız Tanrıça Yellama’ya adanmaya devam ediliyor. Ocak ayında dolunayın olduğu bir gece binlerce kız Karnata’nın uzak bir kasabasında Tanrıça Yellama için tapınağa dini bir kafile ile katılır. Adandıktan sonra açık artırma ile en yüksek fiyatı verene satılır ve fuhuş dünyasına adım atarlar.
Saundatti, Karnataka, Hindistan.

A terrified child, about to be dedicated to the Goddess. Each year, an estimated 3,000 young girls are brought to the festival of Yellama to be dedicated as Devadasis, or `handmaidens of the Goddess. Saundatti, Karnataka, India.
The Devadasi inhabit the border of two of India's most progressive states: Maharastra and Karnataka. Despite the legal banning of dedication every year over 5,000 girls continue to be dedicated tot he goddess Yellamma. On the night of the full moon in January, thousands of young girls join in a religious procession to the temple for goddess Yellamma in a remote village of Karnataka. After being dedicated, they are auctioned to the highest bidder and enter the world of prostitution.

Saundatti, Karnataka, India.

Sahodaranlı işçi ülkenin her yanından transseksüellerin katılacağı geleneksel Aravan Festivali için hazırlanıyor.
Villiupurum, Chennai, Güney Hindistan. 

Sahodaran worker gets ready to go out for work at the annual Aravan festival which attracts trans-sexuals from all over the country.
Villupurum, Chennai, South India.

 Erkek sağlık projesi Prakriti Sahodaran’ın danışmanı Samson adındaki Sahodaran işçisi, tüm ülkeden transseksüellerin katılacağı geleneksel Aravan Festivali’nde çalışmak üzere hazırlanmış,  poz veriyor.
Villiupurum, Chennai, Güney Hindistan.

Sahodaran worker named Samson, a counsellor for Prakriti Sahodaran, a men's sexual health project poses as he gets ready to go out for work at the annual Aravan festival which attracts trans-sexuals from all over the country.
Villupurum, Chennai, South India.

Sahodaran işçileri tüm ülkeden transseksüellerin katılacağı geleneksel Aravan Festivali’nde çalışmak üzere hazırlar.
Villiupurum, Güney Hindistan.

Sahodaran worker gets ready to go out for work at the annual Aravan festival which attracts trans-sexuals from all over the country.
Villupurum, South India.

 
Çeviri (translated by) : Berna AKCAN
 

Thomas Kelly, Nepal’e ilk defa 1978’de ABD Barış Gücü gönüllüsü olarak geldi ve o zamandan beri marjinal insanların mücadelelerini ve tüm dünyada kaybolan kültürel gelenekleri belgeleyen bir foto-aktivist olarak çalışıyor.Bill ve Melinda Gates Vakfı tarafından finanse edilerek Güney Afrika’daki seks işçilerinin yaşamlarını ve fuhuş geleneklerini kayıt ediyor.Thomas yoğun olarak; UNICEF, Çocukları Koruma Vakfı (ABD), Aga Khan Vakfı, DFID, İngiltere, Çocuk Sağlığı Enstitüsü (ICH), İngiltere için çocuk fahişeler, insan ticareti, daha güvenli annelik / yenidoğan yaşamları, Çatışma ve Çözüm ve diğer çeşitli konular üzerinde çalışmıştır.Editoryal çalışmaları; The New York Times, Time, Newsweek, National Geographic ve The Observer, İngiltere gibi dünya çapında yayınlarda yer almıştır. 1990-1991 arası Body Shop Int. ‘in kurumsal fotoğrafçısıydı. Şirket Basın Kampanyaları’nı belgelemekte uzmanlaşmıştır. Şu anda Nepal’de Gamma Press,Fransa’yı temsil ediyor. 

Fotoğrafçılık dışında; Discovery Communications, ABD, National Geographic ve the BBC için fuhuş, kadına karşı şiddet ve ezoterik etnik uygulamalar ve diğer konularla ilgili filmler ve videolar üretip yönetmektedir. Araştırıp fotoğrafladığı kitaplar: Kutsal Kıta-Tibet’te Hac: Kayıp Krallık Bon Araştırması, Tibet: Yaşam Çarklarından Yansımalar; Saklı Himalayalar; Katmandu: Dünyanın Kıyısındaki Şehir, Abbeville Yayınları, New York, Düşmüş Melekler: Güney Asya’nın seks işçileri, Tibet Ölüm Kitabı, Roli Books Int. Yeni Delhi, Hindistan, Milenyum: Kabile Bilgeliği ve Modern Dünya, Viking Penguin, New York ve Hinduizm ve Sahduların Kültürel Gelenekleri, Cuerpos Pintados, Santiago, Şili.

Thomas, Güney Afrika’da 15-23 yaş arası genç insanları tesbit etmek ve ailesel ve toplumsal değerler, HIV/AIDS, uyuşturucu bağımlılığı, istenmeyen gebelik ve cinsel istismar hakkında seslerini duyurmalarına yardım etme amacındaki bir program olan Gençlik İfade Projesi’nin (YEP) teknik danışmanıydı.  Proje onların sorunları, kaygıları, umutları , korkuları, hayal kırıklıklarını anlamaya ve bu endişeleri halka açık bir platformda anlatmak için medyanın (yazı, fotoğraf, video) nasıl kullanılacağını öğrenmeye yardım ediyordu. Onların medya çıkışları aileler, öğretmenler ve genel kamuoyu ile yönetiliyordu.


Thomas L. Kelly
first came to Nepal in 1978 as a USA Peace Corps Volunteer, and has since worked as a photo-activist, documenting the struggles of marginalized people and disappearing cultural traditions all over the world. Funded by the Bill and Melinda Gates Foundation he has been recording the lives of sex workers and the traditions of prostitution across South Asia. Thomas has worked extensively for UNICEF, Save the Children Fund (USA), Aga Khan Foundation, DFID, U.K. , Institute of Child Health (ICH), U.K., on the subject of child prostitution, trafficking, Safer Motherhood/Saving Newborn Lives, Conflict and Resolution, and numerous other subjects. His editorial work has appeared in publications worldwide, including, the New York Times, Time, Newsweek, National Geographic, and The Observer, U.K., From 1990-1991 he was the Corporate photographer for The Body Shop Int., UK specializing in documenting the Press Campaigns of the Company. He currently represents Gamma Press, France in Nepal.

Apart from photography, he has produced and directed films and videos on prostitution, violence against women, and esoteric ethnic practices, among other subjects for Discovery Communications, USA, National Geographic, and the BBC. He has researched and photographed the books: Sacred Landscape-Pilgrimage in Tibet: In Search of the Lost Kingdom of Bon, Tibet: Reflections from the Wheel of Life; The Hidden Himalayas; Kathmandu: City on the Edge of the World, Abbeville Press, N.Y., N.Y., Fallen Angels: Sex Workers of South Asia, The Tibetan Book of the Dead, Roli Books Int. New Delhi, India,) Millennium: Tribal Wisdom and the Modern World, Viking Penguin, N.Y., N.Y. and Cultural Traditions on Hinduism-Sadhus, Cuerpos Pintados, Santiago, Chile.

Thomas was the AV Technical Advisor for The Youth Expression Project, YEP, a program in South Asia to help young people (ages 15-23) to identify and voice their concerns about parental and societal values, HIV/AIDS, drug abuse, unwanted pregnancy, and sexual abuse. The project was about aiding them to understand their problems, concerns, hopes, fears, frustrations, and learning how to use media (writing, photography, video) to express those concerns on a public platform. Their media outputs were directed to parents, teachers and the general public.