Tuesday, June 10, 2014

“SİZİ, YİMMEYİZ YİMMEYİZ!”

Rıha’nın (Urfa) Pirsus (Suruç) ilçesinde, 1 Eylül dünya barış gününde, kendisine uzanan mikrofona şapkasını sallaya sallaya şöyle konuşmuştu amcanın biri: “Yıllardır, yüzyıllardır yeter artık bu kan dursun dursun dursun. Yaşım 52-53, tek bir saniyem boş geçmedi, geçmiyor, geçmeyecek. Yeter artık Allah’tan korkun yav. Sizi yimmeyiz yimmeyiz. Biz de milletiz, dünya halkı ne kadar bir milletse, biz de o kadar bir milletiz arkadaş.
Biz Kürd’üz, dilimiz Kürt, anamız Kürt, babamız Kürt niyeee bizi bitiriyorsunuz. Nereye kadar bizi bitireceksiniz. Bitmeyiz bitmeyiz. İlk ve son olarak konuşuyorum. Kellem de bu yoldadır, isterse beni kelle edin.  http://www.youtube.com/watch?v=T7MBtN1HUEo
Amca, çok basit şekilde şunları söylüyor: Arkadaş siz kendi dilinizde eğitim görüyorsunuz, ana dilinizde rüya görüp, ana dilinizle yemek yiyorsunuz. Özgürce kültürünü yaşıyorsunuz bizim neyimiz eksik sizden, biz niye kendi kültürümüzü yaşamayalım. Yüz yıl oldu. Kanla beslemeye doymadınız mı?
Her gün televizyonlara çıkıp sosyolojik tespit yapan analistlerin, artık kard kürd diyemeseler de laf kalabalığı yapan kafatasçıların, akil adamların, danışmanların, işe, kafa yoruyormuş gibi görünenlerin, “ortadoğu strateji uzmanlarının”  bir an önce tek bir günü bile boş geçmeyen amcanın küçük söyleşisini izlemeleri, dinlemeleri gerekir. Bu alanda çalışan herkese,  ders olarak okutulmalı amcanın söyledikleri. Zihinlerinde köklü değişimler yaratacağından değil, Kürt’lerin zinhar boyun eğmeyeceklerini bir kez daha idrak etsinler diye izlemeliler.
Cidden yüz yıllar oldu. Gidin, Zilan deresine bakın. Ararat dağının eteklerine koyulun, Dersim’deki mağaralara gezintiye çıkın. Orada bir zamanlar yaşayan, dünya ne kadar bir milletse, o kadar millet olan insanların kellelerini görün. Arkeologların işi sadece toprağı kazıp altından nesneleri çıkarmak değilse, onlar söylesin size zalimce kıyıma uğratılan bu halkın bitmeyeceğini. Müzisyenler, “benim görevim yalnız şarkı söylemektir” demiyor iseler, onlar da söyleyebilirler dillerindeki türkülerin ne anlama geldiğini, hangi tarihlerden kalma olduğunu, sözler de ismi geçenlerin şimdi nerelerde gömülü olduğunu, meşe sopalarıyla öldürüldüklerini.
Gel gör ki, daha toprakta çıkarılmayı bekleyen o kadar insanımız varken, dünyalar güzeli Ceylan Önkol’u doğuran Lice’de yine katledildi Ceylan’larımız. Artık albümlerimize sığmıyor, çocuklarımızın fotoğrafları. Duvarlarımız da boş yer kalmadı. “Yeter artık, bu kan dursun dursun”.
Neyse, uzun uzadıya konuşmaya ne hacet, amca özetlemiş durumu zaten, anlaşılan o ki “barış” uzak ihtimal. Biz, iyisi mi bu yazıyı yazan, yazdıran, halkının diline tercüman olan Pirsus’lu amcanın sözlerini tekrar edelim hep birlikte. Dost düşman belli olsun.
“Biz Kürd’üz, dilimiz Kürt, anamız Kürt, babamız Kürt niye bizi bitiriyorsunuz. Nereye kadar bizi bitireceksiniz”. Bitmedik, bitmiyoruz, bitmeyeceğiz.
“Biz de insanız, sizi yimmeyiz yimmeyiz”…