Suriye’de IŞİD saflarında savaşan 3 Türk çatışmalarda hayatını kaybetti
-
A
+
Türk istihbarat birimlerinin son
değerlendirme raporlarına göre, IŞİD mensubu 600-700 Türk olduğu tahmin
ediliyor. Türkiye'de IŞİD'e katılan 163 kişi için aileler kayıp
başvurusunda bulundu. Sınır kapılarındaki güvenlik birimleri uyarıldı.
Suriye’ye geçerek Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) katılan 163 kişi için aileleri, polis ve güvenlik birimlerine giderek kayıp başvurusunda bulundu. Yapılan incelemelerde kayıp başvurusu yapılan kişilerin Suriye’ye geçiş yaptıkları ve IŞİD kamplarında eğitim gördükten sonra iç savaşa katıldıkları belirlendi.
Hürriyet gazetesinden Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre, Suriye’de IŞİD saflarında savaşan 3 Türk çatışmalarda hayatını kaybetti. Çatışmalarda yaralanan 4 Türk ise kaldırıldıkları hastanelerde yaşamını yitirdi. Suriye’deki çatışmalarda yaralan 6 Türk vatandaşının, Türkiye’deki hastanelerde tedavi altına olduğu belirtildi.
Suriye’ye geçerek Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) katılan 163 kişi için aileleri, polis ve güvenlik birimlerine giderek kayıp başvurusunda bulundu. Yapılan incelemelerde kayıp başvurusu yapılan kişilerin Suriye’ye geçiş yaptıkları ve IŞİD kamplarında eğitim gördükten sonra iç savaşa katıldıkları belirlendi.
Hürriyet gazetesinden Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre, Suriye’de IŞİD saflarında savaşan 3 Türk çatışmalarda hayatını kaybetti. Çatışmalarda yaralanan 4 Türk ise kaldırıldıkları hastanelerde yaşamını yitirdi. Suriye’deki çatışmalarda yaralan 6 Türk vatandaşının, Türkiye’deki hastanelerde tedavi altına olduğu belirtildi.



Özel bir hastaneye gitme yerine devlet hastanesini seçen devlet başkanı
Jose Mujica fotoğrafının çekildiğinden haberdar olmadan sırasını
beklemesi sosyal medyada en fazla paylaşılan fotoğraf oldu. Uruguaylılar
başkanları ile gurur duyduklarını belirterek, "Kimi devlet başkanları
özel hastaneler açarak reklam yapar, kimileri ise bizim başkanımız gibi
kimseye haber vermeden hastaneye gider" sözlerini paylaştı.

Sema Aslan

Karakuş,
dehşet verici örnekler veriyor: “Çoğu kadın ev içinde imam nikahıyla
nikahlandırılıyor. Genelde evli olan kayını ile imam nikahı ile
evlendirilir. Kocası öleli bir sene olan kadının 6 aylık hamile olduğunu
gördüm. Başkasıyla evlenme şansı var mı? Bir bakıyorsunuz kayın giriyor
içeri ‘Sen kimden izin aldın da toplantıya geldin’ diyor. Kadına
haklarını nasıl koruması gerektiğini öğretiyoruz ama onlar kadını
kendisine karşı örgütlediğimizi sanıyor. Bundan korkuyor. Bunu hükümet
de, işverende çok iyi biliyor. Soma’da ölen 300 madencinin kadını sokağa
çıksa o Soma’yı ne yaparlar biliyor musun? Ama ne oluyor? Hemen o gün
geliyorlar, ‘al sana şu kadar para’ diyorlar. Kayınpederini,
kayınbiraderini, kardeşlerini çağırıyor, ‘Siz akılı olun, sana da iş
imkanı sunuyorum’ diyerek hallediyorlar. Bu gelenekselleşmiş bir haldir.
İnsanlar ekonomik gücün altında o kadar eziliyor ki kendi kişisel
haklarını bile yok sayabiliyor.”
Toplumun
içinde en ötekileştirilmiş kesimin kadın olduğunun altını çizen
görevli, gelen şikayetleri sıraladı: “Kadın zaten eş kaybı yaşıyor.
Sosyal bir boşluk doğuyor. İkincisi maddi kayıp. Eve gelir getiren
kişiyi kaybediyorsunuz. Aldığımız telefon ve yaptığımız görüşmelerde,
kayınpeder ya da eşin ailesi tarafından ‘sen çok gençsin üç gün sonra ne
yapacağını bilemeyiz, o yüzden bu parayı biz alalım’ baskısı yapıyor.
İkincisi kadını evden göndermeye çalışıyor, hukuki bir tarafı olup
olmadığı bir kenara ama boş kağıt imzalatmaya çalışıyor. Bütün yolları
deniyor. Ailesinin yanına dönmek isteyen kadınlar var, izin verilmiyor.
Nedeni ise henüz paylaşılmayan para tartışması. Bu parayı halletmedikçe
bu konuyu tartıştırmıyor. Çocukların vekaletiyle ilgili şikayetler
gelmeye başladı. Tüm bunlar işin başka bir sosyal patlama noktası.
İleride başka sosyal sorunlar olarak karşımıza çıkacak.”

Antalya’da
Almanca rehberliği yapan 55 yaşındaki baba Ömer Faruk Karacagil de
özgürlük ve hak mücadelesine uzak bir aile olmadıklarını belirterek,
“Kızım hep parasız eğitim, parasız sağlık, çevre ve doğanın talanına
karşı, kentsel dönüşüme karşı her alanda demokratik yollarla haklarını
talep etmiştir. Mücadelesini hep sokaklarda yürütmüştür. Biz ona
inanıyoruz zaten. Hakların sokaklardan alınacağına inanıyoruz, kızım da
öyle yaptı. Böyle bir şeyin olacağını tabi ki seziyorduk” dedi.
Karacagil, “Orada da PKK’lı 13 kadın arkadaşla tanışmışlar. Kendisi
mecburen orada o güzel insanları tanımış. Benimsemiş herhalde
düşüncelerini. Bize açmadı ama benimsemiş olmalı ki böyle bir şey
yaşandı” diye konuştu. Kendilerinin de devrimci mücadeleden geldiklerini
belirten baba Karacagil, “Kızım da bizim yolumuzdan devam etti. Doğru
şeyler yaptığına inanıyorum. Halkın hakları mücadelesinde yer almıştır.
Halkların kardeşliğine inanmaktadır” dedi.


