AKP’nin
“Roman Açılımı” Romanların hüsranı oldu. Romanlar mahallesizleşti. Hüsranlarını
duvarlara “Hırsız AKP” yazarak ifade ettiler. Çünkü mahalleleri rantsal alana
dönüştürülmüştü.
Tarlabaşı,
Sulukule ve Sarıgöl’de “Roman açılımı” yoktu. “Kentsel dönüşüm” uğramış
mahalleler ve buldozerler parçalanmış yaşam alanlarını vardı. Rantsal alan
projeleriyle, yaşamları üzerinde inşaatlar yükseliyordu. Romanları birbirinden
uzaklaştırdı, yerlerinden, hikâyelerinden, kültürlerinden ve evlerinden
kopardılar.
AYRIMCILIKLA YAŞAM
Nüfusları
kimine göre yarım milyon, kimi verilere göre 5 milyon! Sayıları ne olursa
olsun, Romanlar, Türkiye’de, ötekileştirmeye, ayrımcılığa maruz kalıyor. Suçla
ilişkilendirilmenin ve sosyal dışlanmanın en acı ve soğuk yüzünü yaşıyorlar.
Romanlar,
sistematik ayrımcılığın ve sosyal dışlanmanın sonucu, kendi içinde kapalı ve
yoksulluk içinde yaşamaya sürüklenmiştir. İş güvencesiz, sosyal güvencesiz
işlerde çalışmaya, ayakkabı boyamaya ve merdiven silmeye devam ediyorlar.
Sosyal devlet yerine, sadaka devleti anlayışıyla, aş evlerine olan muhtaçlık
halleri bitirilmedi. Okullarda ayrımcılık ve dışlama devam ediyor. Yaşam
alanları, asgari geçim düzeylerinin çok altında yerlerde yaşamaya terk
edilmiştir. Sağlıksız çevre koşullarında yaşamak zorundalar.
ROMANLARA HÜSRAN, CEMAATLERE RANTSAL AÇILIM
Roman
açılımın sonucu fiyasko! Romanlar lehine tek bir iyileşme yok! Aksine kötüleşme
var. Romanların Sulukule’den ve Sarıgöl’den sürgün etmek zorunda kalıyor!
Kentsel dönüşümün mağduru olup ve zorunlu göçe zorlanıyor. AKP hükümeti,
samimiyetten uzak sahte “Roman açılımı” ile Romanların hayalleri, umutları ve
beklentileriyle, rantsal açılım yaparak alay etti.
Dün
AKP açılımıyla Sulukule’deki evleri yıkıldı, Sarıgöl’e sürgün edildiler. Şimdi
Sarıgöl’ü yıkıyorlar! Yıkılan her ev için, Roman ailelere 20 bin TL
veriyorlarmış. Şimdi yeni sürgüler Romanları bekliyor. AKP’li belediyeler
Sulukule ve Sarıgöl örneğinde olduğu gibi Romanlara sürgün yaşatırken,
Romanların yaşam alanlarından yaratılan rantsal alan, AKP’li belediyelerce rant
zengini İslamcı şirketlere peş keş çekilmektedir.
Yıkılan
roman evlerinin üzerine, 775 konut yapıyorlar. Her birini 180 bin TL ile 220
bin TL arasında satacaklar! Üstelik fahiş fiyatlarla, Romanların burada
oturması imkânsız kılınmış! Yani, minareyi çalan kılıfını da hazırlamış.
Yıkılan sadece Romanların Mahallesi ve evleri değil, aynı zamanda umutları.
Mahallenin kuruluşundan beri, yıllardır oturanlara “işgalci” muamelesi
yapılırken, kentsel dönüşüm adı altında rant dönüştürme operasyonun başındaki
AKP’li yerel yönetimler “işgalci” konumlarına hukuksal kılıf buluyorlar.
Özetle;
AKP’nin Roman açılımından, sürgün ve sosyal dışlama çıktı. “Roman açılımı”
propagandaydı, “rantsal dönüşüm” ise hakikat. Romanlar Sarıgöl’de evlerinin
önüne Roman açılımının sonuçlarını “Hırsız AKP” ve “Zengin dostu AKP” yazarak
anlatıyor. “Hırsız değil insanız” diyerek taleplerini sıralıyorlar.
ROMAN OLMAK GERÇEKTEN ZOR
Mülkiyet güvencesinden mahrumlar,
Mahalleleri AKP’li Belediyeler tarafından
rantsal alana dönüştürülüyor.
Eğitim kurumlarında yaşadıkları ayrımcılık,
eğitimde dışlanmalarına neden oluyor.
Düzenli bir iş hayatına veya sosyal sigorta
güvencesine sahip değiller.
Kamu kurumlarında ve sosyal hayatta
dışlanmanın mağduriyetlerini yaşıyorlar.
Çalışma hayatında Romanlara klişeleşmiş
önyargı ve ayrımcılık sürüyor.
Sağlık hizmetlerine erişim Romanlar için,
kimlik kartlarının olmaması nedeni ile sınırlı ve sorunludur.
AKP
hükümetinin, Romanların sorunlarına ve taleplerine ilişkin politik ve sosyal
tutum belgesi yoktur. Ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya karşı eşit haklar
düzeyinde Romanların sosyal bütünleşmesini sağlamak mümkündür. Bunun içinde
ayrımcılıktan arınmış, sosyal bir politikaya gerek vardır.