1976 yılında Malatya'nın Akçadağ
ilçesi Gölpınar köyünde, Alevi-Kürt bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İlk ve
orta öğrenimini köyde tamamladı.
Eğitimine
İstanbul'da devam etti. 1994 yılında gazeteciliğe başladı. "Özgür Basın
Geleneği" olarak tanımlanan "Kürt gazeteciliği" sürecinde on yıl
yer aldı.Yeni Politika, Demokrasi, Özgür Bakış, Ülkede Özgür Gündem gibi
gazetelerde muhabir ve editör olarak çalıştı. Bir dönem Evrensel gazetesinde de
yer alan yazar, Birgün ve Özgür Politika gazeteleri ile Esmer Dergisi'nde
çeşitli dönemlerde köşe yazarlığı yaptı. Esmer Dergisi, Birikim, Siyahi,
Amargi, Tiroj gibi dergilerde makaleleri yayımlanan yazar, Radikal İki başta
olmak üzere pek çok yayına ağırlıklı Kürt sorunu üzerine yazılar yazmaktadır.
2003 yılında Aram
Yayınları'nda "Mayoz Bölünme Hikayeleri" adıyla kitabı yayımlanan
Evrim Alataş, Kürt coğrafyasında yaşanan çatışmalı dönemin traji-komik
hikayelerini derleyerek bir "kara mizah" dili yaratırken, çeşitli
kitaplara da katkılarda bulundu. Alataş, Mehmed Uzun'un hayatının anlatıldığı
"Uzun Roman", Ece Ayhan'ın işlendiği "Politika Ece Ayhan"
ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin Kürtçe-Türkçe hazırladığı Öykü
Seçmesi'ne öykü ve yazılarıyla katkıda bulundu.
Evrim Alataş,
sinema yönetmeni Miraz Bezar ile çalışarak, Diyarbakır üzerinden Kürt dünyasını ve savaş
mağduru çocukları konu edinen bir hikaye oluşturdu. "Min Dît" adıyla
uzun metrajlı çekilen filmin galası 2009 baharında Diyarbakır'da yapıldı. "Min Dît"
filmi aynı zamanda İspanya 'nın prestijli festivali San Sebastian'dan Gaztea
gençlik ödülüne layık görüldü.
46. Altın Portakal
Film Festivali'nde de yarışan "Min Dît" (Ben Gördüm) filmi Evrim
Alataş'a Behlül Dal En iyi Öykü Ödülü'nü getirdi.
Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesi'nin Kültür Sanat Festivalleri ile Edebiyat Günleri
organizasyonları ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarında yer
aldı. Alataş'ın "Her dağın gölgesi Deniz'e düşer" adıyla kaleme
aldığı çalışması 2009'un Ağustos ayında İletişim Yayınların'dan çıktı.
Alataş, 1997
yılından bu yana gördüğü kanser tedavisi kapsamında iki hafta önce hastaneye
yatmış, bir hafta önce de taburcu edilmişti. Alataş, hep istediği,dilediği gibi
Diyarbakır'daki
evinde uyurken(12 Nisan 2010) ebedi uykusuna daldı...
Özlem Kahraman