Bombaların harabeye çevirdiği binaların arasında, çoluğu çocuğu etrafına toplayıp piyano çalan, etrafına neşe saçan adamları sadece II. Dünya Savaşı filmlerinden mi tanırsınız? Ayham’ın hikayesini dinleyin, fazlasını bulacaksınız.
Suriye
Polonyalı Wladyslaw Szpilman, 1930’larda ülkesinin en tanınmış piyanistlerinden biriydi. Ayham el Ahmed, Suriye’deki Filistinli kampı Yarmuk IŞİD tarafından tamamen ele geçirilmeden evvel, II. Dünya Savaşı’nı anımsatan harabelerin ortasında duvar piyanosunun tuşlarına basınca epey tanındı. Gün geldi Yarmuk’a nasıl hapsolduklarını anlattı, gün geldi etrafına çocukları toplayıp neşesiyle onları güldürdü.
Szpilman da ülkesi Naziler tarafından işgal edince Varşova’nın gettolarında yaşamak zorunda kalmıştı. Szpilman da kurtulmaya çalıştı, Ayham da.
Yönetmen Roman Polanski “Piyanist” Szpilman için dev bir film yaptı, film üç Oscar aldı.
Ayham’ı videolarıdan, ajans haberlerinden tanıdık. Şimdi, Avrupa’nın yaşadığı mülteci krizinin yarattığı insan hareketliliğinin II. Dünya Savaşı dönemiyle karşılaştırıldığı şu günlerde, bir Yahudi ile bir Filistinlinin öyküsü nasıl da örtüşüyor.
IŞİD’çiler Ayham’ın piyanosunu Nisan ayında, doğum gününde yaktı. Piyanosunu karısı ve iki oğlunun bulunduğu Yalda’ya kaçırmak isterken, yolda yakalardılar onu. “Haram bu” dediler. O zaman, AFP’ye, “O piyano sadece bir müzik aleti değildi. Bir arkadaşım ölmüş gibi oldum” dedi.
IŞİD’çiler, internet videolarına dokunamadı, her gün birilerinin açlıktan ya da çatışmalardan öldüğü kamptakilere umut saçan genç adamın şarkıları bir daha, sonra bir daha dinlendi bütün dünyada.
Kendisiyse, cebinde parası olduğu halde bir yaşındaki bebeğine süt, büyük oğluna bisküvi alamadığında umutsuzluğa kapıldı. Sonunda o da kervana katılmaya karar verdi, bombalarında altında kalan bir rotadan, Şam, Homs, Hama ve İdlib’den geçerek Türkiye’ye ulaştı. İzmir’de sokaklarda yatanları görünce, yolun hiç de kolay olmadığını gördü. Böcekli, fareli bir daire buldu. Kişi başı 1,250 dolar ödeyip, o botlardan birine atladı.
Geçtiğimiz hafta Facebook’a Midilli’ye doğru yola çıktığını yazarken Akdeniz’den yardım dilendi. Sonra Makedonya, Sırbistan, Zagreb… Şimdiki hayali Berlin sokaklarında çalmak. Yolculuk daha bitmedi. BBC’ye anlattığı kadarıyla, ailesini getirebileceği güvenli bir yer arıyor.
Avrupa, işte hayata bu kadar bağlı ama işte hayatları bu kadar tehlikede insanları kucaklamakta tereddüt ediyor.
Szpilman 2000’de, büyük acılar yaşamış bir adam olarak doğduğu ülkede öldü. Umarız, Ayham’ın zorlukları burada biter ve bir gün doğduğu toprağa döner.
*Radikal’den alınmıştır.